İMEAK DTO Şubat 2023 AB Bülteni
Sayın Üyemiz,
Avrupa’da denizcilik sektöründe enerji verimliliği uygulamaları, deniz çevresinin korunması, dijital dönüşüm, denizcilikte teknolojik uygulamalar ve araştırma alanında meydana gelen güncel gelişmelere ilişkin çeşitli kaynaklardan derlenen haberler bilgilendirme amacıyla aşağıda sunulmaktadır.
- Uluslararası Bunkerciler Birliği (IBIA) Amsterdam, Rotterdam, Antwerp (ARA) Limanlarında Bunker Ölçüm Sistemlerinin Zorunlu Hale Gelmesini Memnuniyetle Karşılayarak Uygulamanın Yaygınlaştırılması İçin Çağrıda Bulundu.
Amsterdam, Rotterdam, Antwerp (ARA) Liman yetkilileri tarafından yapılan açıklamada, ARA limanlarında faaliyet gösteren yakıt tedarik gemileri için bir bunker miktar ve teslimat gözetimi ölçüm sisteminin (BMS) kullanılmasının zorunlu kılınmasının kabul edildiği ve böylelikle ARA yakıt ikmal pazarında şeffaflığın ve güvenilirliğin artırılmasına yönelik önemli bir adım atıldığı ilan edildi.
Yetkililerce yapılan söz konusu açıklamada, uygulamanın her üç liman için gerçekleştirilen görüşmeler ve anketler yoluyla yürütülen bağımsız bir çalışmanın ardından Hollanda menşeli bağımsız araştırma ve danışmanlık kurumu olan CE Delft tarafından gerçekleştirildiği, uygulama aşamasına kadar sürdürülen çalışmanın sonucunun kütle akış ölçerlerin daha fazla kullanımına ilişkin 2022'nin ilk yarısında IBIA ve Baltık ve Uluslararası Denizcilik Konseyi (BIMCO) tarafından gerçekleştirilen kapsamlı bir anketin bulgularına dayandığı belirtilmiştir. Bu kapsamda, elde edilen bulguların piyasa koşullarının iyileştirilmesi ve bunker yakıt tedarikçileri ile alıcılar arasındaki anlaşmazlıkların azaltılması için kilit araçlar olarak görüldüğü vurgulanarak uygulama öncesi gerçekleştirilen anket çalışmasının her iki liman idaresinden temsilcilerin yer aldığı Uluslararası Bunkerciler Birliği (IBIA) Bunker Lisanslama & MFM Çalışma Grubu tarafından oluşturulmuş olduğu ifade edildi.
CE Delft tarafından gerçekleştirilen çalışmayı talep eden Rotterdam Liman İdaresi ve Antwerp-Bruges Liman İdaresi tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada, çalışmanın normal yakıt ikmalinde miktar sorunlarını gösterdiği, görüşülen paydaşların %65'inin ve ankete katılanların %90'ından fazlasının gemilerde bir yakıt ikmal ölçüm sisteminin zorunlu olarak kullanılmasının miktar sorunlarına bir çözüm olabileceğini belirttiğinin görüldüğü ifade edildi.
IBIA tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada, ilgili kurum tarafından gerçekleştirilen anketin bir bağlantı aracılığıyla paylaşılarak liman yetkililerinin ek araştırma çabalarının desteklendiği, limanların yakıt ikmal miktarı düzensizlikleri hakkında birçok taraftan şikayet aldığı, bu kapsamda gerçekleştirilen çalışmaların sonuca yönelik olarak kritik öneme sahip olduğu, 2023'ün ilk yarısında liman yetkililerinin yeni gereklilikler için uygun yakıt ölçüm sistemlerini değerlendirerek belirleme aşamasına geleceği, ayrıca şirketlere yeni tedbire uyum sağlamalarını kolaylaştırmak için BMS kullanımının ne zaman zorunlu hale geleceği konusunda bir son tarihin belirleneceği belirtildi.
Amsterdam, Rotterdam, Antwerp'deki yakıt ikmal operasyonları için sertifikalı ve standartlaştırılmış yakıt ölçüm sistemlerinin geliştirilerek uygulamaya alınmasının miktar sorunlarını önemli ölçüde azaltmaya ve limanların halihazırda verimli olan yakıt ikmal hizmetlerine duyulan güveni artırmaya yardımcı olacağı, dünya çapında bu verimliliğin daha da artırılması gerektiği ifade edildi. (Kaynak: IBIA)
- Güney Koreli Firma Tarafından 1.5MW LNG/Hidrojen Hibrit Motor Geliştirildi.
Güney Kore menşeli bir firma tarafından yapılan açıklamada, ilk kez sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ve hidrojen karışımı kullanan bir hibrit motorun geliştirildiği, bu kapsamda 1.5MW LNG/hidrojen hibrit motorunun performans doğrulamasının başarıyla tamamlandığı duyuruldu.
Bu doğrultuda; ilgili firma yetkililerince yapılan açıklamada, LNG/hidrojen hibrit motorun, dizel yakıtı ve LNG/hidrojen karışımı yakıtı seçerek kükürt oksitler, nitrojen oksitler, karbondioksit ve ince tozlar gibi çeşitli zararlı egzoz gazlarının emisyonunu önemli ölçüde azaltan çevre dostu bir motor olduğu ve bunun hidrojen motorlarının ilk aşamasını oluşturduğu, yapılan performans testlerinde motorun Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından belirlenen nitrojen oksit düzenlemeleri arasında en yüksek derece olan Tier 3 standart koşullarını karşılayarak karbondioksit ve metan kaymalarını azaltma üzerindeki güçlü etkilerini kanıtladığı, sıvılaştırılmış bir hidrojen taşıyıcısına bir LNG/hidrojen hibrit motoru uygulandığı durumda gemi operasyonlarının etkilerinin daha da maksimize edebileceği ve bunun da bir yolculuk sırasında kaybedilen hidrojenin, taşıma işlemi sırasında üretilen hidrojen kaynama gazının (BOG) yakıt olarak yeniden kullanılmasıyla en aza indirilebilmesi sayesinde gerçekleşebildiği ifade edilerek LNG/hidrojen hibrit motorunun karada konuşlu küçük enerji üretimi ve dağıtılmış enerji üretiminde kullanışlı olmasının beklendiği vurgulanmıştır.
Buna ilaveten, LNG/hidrojen hibrit motorunun küçük ölçekli karada enerji üretimi için hidrojen yakıt hücrelerinden daha uzun bir ömre sahip olduğu ve motorun elektrik yüklerindeki değişikliklere göre güç üretim çıkışını ayarlamada mükemmel seviyede olduğu belirtilmiştir. (Kaynak: Business Korea)
- Amerikan Denizcilik Bürosu (ABS), Sıkıştırılmış Hidrojen Taşıyıcı İçin Dünyanın İlk Tasarım Onayını Verdi.
Amerikan Denizcilik Bürosu (ABS) tarafından yapılan açıklamada, Avustralya menşeili bir firma tarafından geliştirilen 26.000 m3 H2Neo sıkıştırılmış hidrojen taşıyıcı tasarımının (H2Neo Carrier) incelenerek doğrulandığı ve onaylandığı bildirildi.
Konu üzerine yapılan açıklamada, söz konusu onayın kapsamlı mühendislik tasarım çalışmasının ve ABS inceleme faaliyetlerinin tamamlanmasının takip edilerek verildiği, yapılan projede ayrıca çok katmanlı hidrojen tankının da taşıyıcıya dahil edilebileceğinin de onaylandığı ifade edildi.
İlgili firmanın yetkilisi tarafından yapılan açıklamada; sonraki adımların bir prototip hidrojen tankının inşa edilmesi, test edilmesi ve seçilen tersanelerle gemi inşasına hazırlanılması üzerine olduğu, sıkıştırılmış hidrojen taşıyıcının gelecek hedeflere bağlı olarak hidrojenin deniz taşımacılığını güvenli ve etkili bir şekilde kurabilmesi için kritik bir öneme sahip olduğu, gemi tasarımının sıkıştırılmış hidrojeni toplu ölçekte 250 bar basınçta taşıyabileceğinin doğrulandığı, ABS tarafından geminin tasarımı ve işletiminin ilgili güvenlik yönlerini doğrulamasına olanak tanıyan kritik güvenlik çalışmalarının, süreç ve risk analizlerinin gerçekleştirildiği, ayrıca yolculuk sırasında kaynama/kargo kayıplarının ve yalıtım yoğun soğutma ihtiyacını önlemek için hidrojen ortam koşullarında taşındığı, sıkıştırılmış hidrojenin doğrudan enerji taşıyıcılarına yüklenmesinin karada hidrojen depolama ihtiyacını ortadan kaldıran kompresörler ve/veya hidrojeni yükleme limanında amonyak veya sıvılaştırılmış hidrojen gibi alternatif biçimlere dönüştürmek için tesisler aracılığıyla gerçekleştirilebildiği ifade edilmiştir. (Kaynak Amerikan Denizcilik Bürosu)
- Uluslararası Limanlar ve İskeleler Birliği (IAPH) Tarafından Limanlar ve Terminaller İçin Yeni Risk, Dayanıklılık Yönergeleri ve Çevrimiçi Risk Envanteri Portalı Yayınlandı.
Uluslararası Limanlar ve İskeleler Birliği (IAPH) tarafından yapılan açıklamada, limanlar için oluşturulan risk ve dayanıklılık kılavuzları ile risk azaltma ve yönetimine ilişkin en iyi uygulamaları paylaşmayı amaçlayan bir risk envanter portalının yayınlandığı duyuruldu.
IAPH Risk ve Direnç Teknik Komitesinin çalışmaları hakkında IAPH Genel Müdürü Patrick Verhoeven tarafından yapılan açıklamada, COVID-19 salgını sırasında öğrenilen derslerin ve liman direncini iyileştirme ve güçlendirme ihtiyacının Birliklerince yürütülen bazı çalışmaların ilerletilmesine yol açtığı, pragmatik yaklaşımı uygulayan risk ve dayanıklılık yönergeleri hakkında yayınlanan kılavuz aracılığıyla risk yönetimi, iş sürekliliği ve kurumsal hazırlığa yönelik yapılandırılmış bir yaklaşım oluşturmada limanların destekleneceği, denizcilikte risklerin her zaman belirli bir bağlam içinde kendisini gösterdiği, bu nedenle limanların faaliyet gösterdikleri ortama ait güvenlik açıklarının neler olduğunu anlamanın çok önemli olduğu, limanların yetkililerce daha dirençli hale getirilmesi amaçlandığında risk olarak tanımlanan çeşitli aksamalara ve felaketlere hazırlıklı olunduğundan emin olunması gerektiği, bu bakımdan sorunlara karşı esnek çözümlerin ve kılavuzların hazır edilmesinin önemli olduğu, yaşanan olay geçmişleri hakkında alınması gereken aksiyonlar için limanların bilgi alışverişinde bulunmasının faydalı olacağı, bu amaç doğrultusunda Birlik tarafından belirli olay ve olaylarla ilgilenen veya bunlara proaktif olarak hazırlanan limanlardan karşılıklı öğrenme için bir merkez görevi taşıyacak bir çevrimiçi risk envanter portalının da kurulduğu ve oluşturulan infografiklerle limanların yönlendirilebildiği belirtildi. (Kaynak: Uluslararası Limanlar ve İskeleler Birliği)
- Avrupa Limanları Hidrojene Dayalı Projeleri Arttırıyor.
Hollanda Amsterdam Liman İdaresi tarafından yapılan açıklamada, Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki Abu Dabi’de yer alan hidrojen üretimini ve Amsterdam üzerinden Hollanda'ya ihraç edecek yeşil bir hidrojen tedarik zinciri geliştirilmesi amacıyla enerji ve depolama şirketleriyle bir anlaşma imzalandığı duyuruldu.
Söz konusu anlaşma uyarınca sıvı organik hidrojen taşıyıcıları kullanılarak Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) Amsterdam’a yeşil hidrojen ihraç edileceği, Amsterdam’ın hidrojen tedarik zinciri projelerinin uygulanabilirliğinin keşfedilmesi için enerji ve depolama şirketleriyle ortak olan en son Avrupa limanı olacağı ifade edildi.
Bu doğrultuda; BAE merkezli yenilenebilir enerji şirketinin, Amsterdam’da yer alan sürdürülebilir havacılık yakıtı tedarikçileri ve depolama şirketleriyle ortaklık yapısında faaliyet göstereceği belirtilmiş olup, Hollanda Dışişleri Bakanı Wopke Hoekstra da ülkelerinin kuzeybatı Avrupa pazarı için bir hidrojen merkezi haline gelmek için iyi bir konumda yer aldığı vurgulandı.
İlgili anlaşmaya göre imzacı firmaların denizcilik endüstrisine gemi yakıtı olarak yeşil hidrojen sağlamayı planlayacağı ve ürünün limanlarda mevcut fosil yakıt altyapısının kullanımına izin veren sıvı organik hidrojen taşıyıcılarla taşınmasına odaklanılacağı, öte yandan sıvı organik hidrojen taşıyıcılarının kullanımının hidrojen projelerinde yaygın hale geldiği, yakın zaman içinde Almanya merkezli bir hidrojen lojistik firmasınca da aynı teknoloji kullanılarak Rotterdam'a hidrojen aktarımına yönelik ortak girişimin kurulduğu belirtildi. (Kaynak: Lloyd’s List, Amsterdam Liman İdaresi)
- Temiz Enerji Denizcilik Merkezleri Girişimi, IRENA’nın Ev Sahipliği Yaptığı Bakanlar Düzeyindeki Enerji Konulu Toplantıda Hız Kazandı.
Temiz Enerji Denizcilik Merkezleri (The Clean Energy Marine Hubs-CEM Hubs) girişimi, Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (International Renewable Energy Agency-IRENA) Abu Dhabi’de düzenlenen 13’üncü Meclisi Bakanlar düzeyindeki toplantısında daha fazla destek kazanmıştır. Uluslararası Deniz Ticaret Odası (International Chamber of Shipping-ICS), Uluslararası Limanlar Birliği (International Association of Ports and Harbors-IAPH) ve Temiz Enerji Bakanları (Clean Energy Ministerial-CEM) tarafından yürütülen, dünya çapında deniz yoluyla taşınacak düşük karbonlu yakıtların üretimini, taşınmasını ve kullanımını hızlandırmayı amaçlayan sektörler arası bir kamu-özel platformu olan CEM Hubs girişimi memnuniyetle karşılanmaktadır.
IRENA, enerji dönüşümü için önde gelen küresel çapta hükümetler arası bir kuruluş olup bünyesinde 168 ülke ve Avrupa Birliği’nden üyeler bulunmaktadır. IRENA’nın desteğiyle, denizcilik sektörü ve limanlar ile yenilenebilir enerji sektörü arasında bağlantı oluşmaktadır. Uluslararası iş birliğine yönelik bir platform olan ve küresel ölçekte üyeleri bulunan IRENA, paydaşlarını enerji geçiş süreçlerinde desteklemektedir. Ayrıca, CEM Hubs girişimine iyi uygulama örnekleri, veri analizi ve bilgi desteği sunmaktadır.
CEM Hubs Girişimi çalışma grubu denizcilik sektörünün diğer üyeleri ile, IRENA’nın 13’üncü Meclisi’nde aktif bir şekilde Bakanlar Yuvarlak Masa Toplantısı’na katılım sağlamış olup düşük karbonlu yakıtlar üretmek için yenilenebilir enerji üretimi, daha geniş ölçekte enerji dönüşümünü destelemek için gelecek stratejileri ve denizcilik ile limanların rolü hakkındaki değerlendirmelere katılım sağlamıştır.
IRENA, CEM Hubs girişimini daha fazla güçlendirerek denizcilik sektörü ile diğer son kullanıcı sektörlerinde yenilenebilir enerji bazlı yakıtların kullanımını hızlandırmaya yönelik ICS ve sektör paydaşlarıyla iş birliğini genişletecektir.
CEO’lardan oluşan bir çalışma grubunun liderliğinde ve ICS ile IAPH’nin desteğiyle koordine edilen CEM Hubs girişimi ilk olarak, Eylül 2022 ayında Pittsburgh’daki Temiz Enerji Bakanlar Toplantısında (Clean Energy Ministerial-CEM) sunulmuştur. Mevcut durumda Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada, Norveç, Uruguay ve Panama olmak üzere 5 ülkenin desteklediği girişim ivme kazanmakta olup 2023 yılında Hindistan’da düzenlenecek 14’üncü Temiz Enerji Bakanları Toplantısı’nda gelişmeye devam edecektir.
IRENA Genel Direktörü Francesco La CAMERA; “Denizcilik sektörünün başarılı bir şekilde karbondan arındırılması, yenilenebilir elektrik ve elektrolizör teknolojisinin büyük ölçekte sağlanmasıyla ilgilidir. Bu sektörün dekarbonizasyonu, işbirlikçi bir yaklaşımla olmalıdır. Küresel denizcilik sektörünü, hükümetleri ve uluslararası kuruluşları içeren işbirlikçi çabalar, anlamlı bir ilerleme kaydetmenin ve hepimiz için daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etmenin anahtarıdır. Yeni arz ve talep noktalarını birbirine bağlayan yeşil hidrojen ticareti için bir liman ağı da dahil olmak üzere yeni altyapıyı inşa etmemiz gerekiyor. Harekete geçmek için Temiz Enerji Denizcilik Merkezleri gibi girişimlere ihtiyacımız bulunuyor.” açıklamasında bulunmuştur.
ICS Başkanı Emanuele GRIMALDI; “IRENA’nın 13’üncü Meclis Toplantısı ve bu kritik görüşmelerin bir parçası olmaya bizi davet ettikleri için IRENA ve Francesco La CAMERA’ya teşekkür ederiz. Yenilenebilir enerji üretimi, düşük karbonlu yakıtların mevcudiyetini sağlamak adına önemli olduğundan, yalnızca denizcilik sektörü için değil, tüm dünya için hayati önem taşımaktadır. Küresel dekarbonizasyon hedeflerine ulaşmak istiyorsak, birlikte çalışmalıyız. Hükümetler, limanlar, yenilenebilir enerji üreticileri ve denizcilik sektörü önemli role sahiptir, CEM Hubs girişimi bunu ileriye taşımak için bir platform sağlamaktadır. Harekete geçme zamanı gelmiştir.
İleriye dönük olarak CEM Hubs girişimi, enerji ve denizcilik sektörleri arasındaki temel bağı güçlendirmeye ve küresel enerji dönüşümünü hızlandırmaya ve gelecekteki yatırımları riskten kurtarmaya devam edecektir. COP28 yaklaşırken, deniz taşımacılığının iklim değişikliğine yönelik küresel mücadelede görevini yerine getirmesini sağlamak için Birleşik Arap Emirlikleri ve IRENA ile ortaklaşa çalışmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.” ifadelerini kullanmıştır.
IAPH Genel Müdürü Patrick VERHOEVEN; “Deniz taşımacılığı, enerji üreticileri ve hükümetlerin ortak işbirliğiyle limanlar, deniz taşımacılığının daha geniş ölçekte dekarbonizasyonu hızlandıran temiz enerji denizcilik merkezleri haline gelebilir. Özel sektörün sıfır karbonlu yakıtlara ve kıyıdan elektrik sağlanmasına yatırım yapması için ihtiyaç duyduğu güvenceleri sağlamaya yönelik daha fazla hükümet ve kurum desteğe ihtiyaç duyulmaktadır. IRENA gibi enerji dönüşümü için böylesine önde gelen bir hükümetler arası kurumla çalışmak bu süreçte hayati önem taşıyor.” açıklamasında bulunmuştur.
CEM Başkan Vekili Dr. Prasoon AGARWAL; “Küresel temiz enerji dağıtımını geliştirmek için, IRENA Meclisi’ndeki bugünkü tartışmalar, gerçek anlamda uluslararası bir Temiz Enerji Denizcilik Merkezi geliştirmenin önemini bir kez daha vurguladı. CEM Hub’ın Hindistan’da yapılacak toplantısında bir Temiz Enerji Bakanlık girişimi olarak başlatılacağı için heyecanlıyız. Bir kamu-özel işbirliği olarak oluşturulan CEM Hub, enerji, denizcilik, limanlar ve finans gibi sektörlerden politikacıları, uzmanları ve sektör liderlerini bir araya getirerek küresel temiz enerji geçişinde önemli bir eksiği gündemine alacak. Temiz Enerji Bakanlar oluşumunun, hidrojen, biyoyakıtlar ve sektör dekarbonizasyonuna ilişkin mevcut küresel girişimleri, Merkezleri ilerletmek için daha da güçlenecektir.” ifadelerini kullanmıştır. (Kaynak: ICS)
- Avrupa Birliği (AB) Karbon Tutma ve Depolama için 1,1 Milyar Euro’luk Danimarka Planını Onayladı
Avrupa Komisyonu tarafından, Karbon Tutma ve Depolama (Carbon Capture and Storage-CCS) teknolojilerinin yaygınlaştırılmasını desteklemek için 1,1 milyar Euro’luk Danimarka planı onaylandı.
Avrupa Komisyonu tarafından verilecek destek, atık ve enerji sektörleri dahil olmak üzere herhangi bir endüstriyel sektörde faaliyet gösteren firmalara açık olacak şekilde, ihale usulüyle verilecek olup bu yıl sonuçlanacaktır. Söz konusu desteğin azami tutarının 54,9 milyon Euro olacağı ve enflasyona göre düzenleneceği belirtilmektedir.
20 yıllık bir sözleşme kapsamında, destekten yararlanan firmaların, 2026 yılından itibaren yıllık minimum 0,4 milyon ton karbondioksit (CO2) tutacağı ve depolayacağı öngörülmektedir. Yardım, sözleşme süresi boyunca bir ton CO2’nin tutulması ve depolanmasının tahmini toplam maliyeti ile destek alan firma tarafından beklenen getiri arasındaki farkı karşılayacaktır.
Avrupa Komisyonu’na göre Danimarka, desteğin genel olarak CO2 azaltımı sağlamasını ve yalnızca emisyonları bir sektörden diğerine kaydırmamasını sağlamayı taahhüt etmiştir.
Bahse konu önlemin CCS teknolojisine yatırımcı güvenini artırması, CCS teknolojilerinin gelecekteki uygulama maliyetlerini düşürmesi ve Danimarka’da ticari bir CCS pazarının gelişimini kolaylaştırması bekleniyor.
Bu programın, Danimarka’nın sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar 1990 yılı düzeyine kıyasla %70 oranında azaltma çabalarına katkıda bulunarak, toplam 20 yıllık süre boyunca en az 8 milyon ton CO2’nin tutulması ve depolanmasının sağlanmasının yanı sıra Danimarka ve Avrupa Birliği’ne 2050 yılına kadar iklim nötrlüğüne ulaşma hedeflerine ulaşmalarında yardımcı olacağı bekleniyor.
Rekabet politikasından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Margrethe VESTAGER; “1,1 milyar Euro’luk bu destek programı, Danimarka’nın önemli miktarda CO2’yi yakalayıp depolamasını ve atmosfere salınmasını önlemesine olanak sağlayacaktır. Ayrıca, Danimarka’nın Avrupa Yeşil Mutabakatı hedefleri doğrultusunda en geç 2050 yılına kadar iddialı iklim tarafsızlığı hedefine ulaşmasına yardımcı olurken, rekabet bozulmalarının minimumda tutulmasını sağlayacaktır.” açıklamasında bulundu.
Avrupa Komisyonu, destek planının, karbon tutma sistemleri yoluyla sera gazı emisyonlarının azaltılmasını desteklemek için gerekli ve uygun olduğunu belirtmiştir. Ayrıca Komisyon tarafından söz konusu desteğin, Danimarka’da CO2’nin depolanması ve yararlanacak firmaların kamu desteği olmadan yatırımları gerçekleşmemesi ve bir CCS projesine dahil olmaması nedeniyle “teşvik edici bir etkiye” sahip olduğu ifade edilmiştir.
Destek programı, rekabetçi bir ortamda teklif verme sürecinin etkinliğini doğrulayacak olan bir nihai değerlendirmeye tabi olacaktır. (Kaynak: Off-shore Energy Web Sitesi)
Bilgilerinize arz/rica ederim.
Saygılarımla,