Haziran 2017
?
Ekolojik ayak izi azaltılabilir
01/06/2017
Uluslararası Denizcilik Örgütü IMO, geçtiğimiz ay ABD'nin Florida eyaletinde düzenlenen Yeşil Teknoloji Konferansı (Green Tech Conference)'na katılanlar arasındaydı. IMO temsilcisi, açılış konuşmasında Örgüt'ün çevresel meselelere yönelik yaptığı çalışmalardan özellikle enerji verimliliği, sera gazı emisyonları, küresel sülfür limiti ve gemi yakıtları için veri toplama sistemleri hakkında açıklamalar yaptı ve soruları cevaplandırdı.
Örgütün gemilerden kaynaklı sera gazı emisyonlarını azaltmak için yürüttüğü kapsamlı strateji, denizcilik sektörünün çevreye karşı sorumluluk bilinciyle hareket etmesine verilen önemi ispatlar nitelikte. Bu strateji kapsamında Örgüt, çalışmalarını iki koldan yerine getiriyor: kurallar belirleme ve kapasite arttırmaya yönelik girişimler.
Birinci adımda, uluslararası deniz taşımacılığının neden olduğu sera gazı emisyonlarını azaltmak için MARPOL Sözleşmesi Ek VI'ya uygun olarak düzenlemeler yapılıyor ve zorunlu enerji verimliliği tedbirleri belirleniyor. İkinci adımda ise kabul edilen düzenleme ve tedbirlerin etkili bir şekilde uygulanması ve yenilikçi teknolojilerin kullanımının yaygınlaştırılması için birçok ülkede kapasite arttırma projeleri yürütülüyor.
Yeşil Teknoloji Konferansı'nda ayrıca deniz taşımacılığının daha sürdürülebilir olmasına ihtiyaç duyulduğu ve bunun için sektörü ilgilendiren güncel meseleler, yeşil teknolojiler ve en iyi uygulamalar hakkında ülkeler arasında güçlü bir iletişim ağının olması gerektiği vurgulandı.
Sürdürülebilir kalkınma için okyanus ve denizler korunmalı
02/06/2017
New York'ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Okyanus Konferansı (UN Ocean Conference), sürdürülebilir kalkınma ile sağlıklı deniz ve okyanuslar arasındaki ilişkiye dikkat çekmek için tüm dünyaya su kaynaklarımızı korumamız gerektiği mesajını gönderdi.
BM'nin kabul ettiği Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SDG) arasında okyanus, deniz ve su kaynaklarının korunmasına yönelik özel bir hedef (Hedef 14) bulunuyor. Konferansta bir araya gelen üst düzey katılımcılar, "ortaklık diyalogları" kapsamında özel bir oturum gerçekleştirdi ve Hedef 14'e ulaşılmasına yardım edecek bazı konuları masaya yatırdı. Deniz kirliliğiyle mücadele, kıyı ve deniz ekosistemlerinin korunması ve iyileştirilmesi, okyanuslardaki asitlenmenin azaltılması ve gelişmekte olan ada ülkeleri ile en az gelişmiş ülkelerin refah düzeylerinin yükseltilmesi gibi konularda çalışmalar yapılmasının gerekliliği görüldü.
Genel Sekreter Kitack Lim'in başkanlığındaki IMO delegasyonu, örgütün Hedef 14'e duyduğu bağlılığı çeşitli sunumlarda dile getirdi ve bu amaçla yapılan çalışmaları anlattı. Ayrıca, denizcilik sektörünün, kurulan ortaklıklar üzerinden yaşadığı dönüşümle bu hedefe ulaşılmasına büyük katkı sunacağını vurguladı.
Önemli bir gelişme ise etkinlikten önce hükümetler tarafından "Eylem Çağrısı" niteliğiyle hazırlanan bir bildirinin kabul edilmesi oldu.
Gezegenimizin üçte birini oluşturan deniz ve okyanusların, toplumları birbirine bağladığını, ekonomik faaliyetlerin daha verimli ve kolay bir şekilde yürütülmesine yardımcı olduğunu ve nihayetinde insanlığın doğal ve kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturduğunu vurgulayan bildiride hükümetler aşağıdaki hususları vurgulamaktadır:
-İklim değişikliğinin denizler üzerindeki etkileri (su sıcaklığının yükselmesi, okyanus ve kıyı sistemlerinde asitlenme, deniz suyu seviyesindeki artış, buzulların erimesi, kıyı erozyonları vb.) endişe vericidir. Bu nedenle, Paris Sözleşmesi'nin önemi yadsınmamalıdır.
-Zaman takvimine bağlı kalınarak Hedef 14'e ulaşılması için çalışılmalı ve hedeflerin sürdürülebilir olması için farklı ulusal kimlikler, ulusların kapasite ve kalkınma düzeyleri ile öncelikleri dikkate alınmalıdır.
-Okyanus ve denizlerimizin korunması, geleneksel bilgi sistemleri ile bilimden faydalanarak mümkündür. Bilimsel verilerin, en iyi uygulamaların ve uzmanlık bilgilerinin paylaşılmasını sağlayan küresel ağlar kurulmalıdır.
-Sürdürülebilir balıkçılık faaliyetleri tasarlanmalı, bunun için yönetim planları geliştirilmelidir.
Bildiride yukarıdakilerin dışında birçok noktaya değinilmekte ve hükümetler son olarak BM Genel Sekreterliği'ni 2030 Ajandası kapsamındaki Hedef 14'ü desteklemeye devam etme çağrısı yapmaktadır.
Cibuti Hareket Kodu'nda yapılan değişiklikleri bir ülke daha kabul etti
06.06.2017
Cibuti Hareket Kodu'nda yapılan Cidde Değişiklikleri metnini imzalayan 13. ülke Kenya oldu. Cibuti Hareket Kodu, IMO tarafından Batı Hint Okyanusu ile Aden Körfezi etrafında yaşanan gemi haydutluğu ve silahlı soygun vakalarına karşı gemileri ve gemiadamlarını korumak amacıyla hazırlanmış ve 2009 yılında kabul edilmişti.
2017 Ocak ayında ise Suudi Arabistan'ın Cidde şehrinde düzenlenen üst düzey katılımlı bir toplantıda Cidde Değişikliği onaylanarak, Cibuti Hareket Kodu daha kapsamlı bir hale getirildi.
Cibuti Kodu; deniz haydutluğu, uyuşturucu kaçakçılığı, yabani hayvan ve bitkilerin yasa dışı ticareti, yasa dışı yakıt ikmali, ham yakıt hırsızlığı, insan kaçakçılığı ve zehirli atıkların kural dışı boşaltılması gibi kanunsuz faaliyetlerin önlenmesine yönelik tedbirlere yer vermektedir.
IMO MSC Komitesi 98. kez toplandı
07-16/06/2017
IMO Deniz Güvenliği Komitesi (MSC - Maritime Safety Committee), 7-16 Haziran arasındaki günlerde 98. oturumunu son derece yoğun bir gündemle gerçekleştirdi.
IMO Genel Sekreteri Kitack Lim'in Birleşik Krallık'taki terör olaylarını kınayarak başladığı açılış konuşması IMO Denizcilik Günü'nün bu seneki "Gemiler, Limanlar ve İnsanlar birbirine bağlıdır" temasının öneminin açıklanmasıyla devam etti. Kitack Lim sonrasında kısaca MSC 98 gündem maddelerine değindi.
Bunlardan biri hedef odaklı gemi yapım standartları hakkındaydı. MSC, 96. oturumunda, 12 klas kuruluşu tarafından petrol tankerleri ve dökme yük gemileriyle ilgili Komite'ye sunulan gemi yapım düzenlemelerinin hedef odaklı gemi yapım standartlarına uygun olduğuna karar vermişti. Bu oturumda, ilk denetimlerden elde edilen deneyim ve bilgilere dayanılarak Standart Doğrulama Kılavuzları'nda yapılacak değişiklikler tartışıldı.
Deniz güvenliği en ciddi konulardan biri olarak ön plandaydı. GISIS verilerine göre, Gine Körfezi'nde kaydedilen deniz haydutluğu vakası 2015 itibariyle 35 iken, bu rakam 2016'da 59'a yükselmiştir ve benzer eğilim Batı Afrika, Batı Hint Okyanusu ve Aden Körfezi çevresinde de gözlenmektedir. Genel Sekreter Lim, gerek uluslararası gerek ulusal ve bölgesel çalışmalar etkisini gösterse de, daha fazla çaba harcanması, özellikle raporlama süreçlerinin titizlikle yürütülmesi gerektiğini ifade etti.
Gemilerin izledikleri rotalarla ilgili yeni ve değiştirilen kuralların kabul edilmesi konusu MSC 98'in bir diğer gündem maddesiydi. Toplantıda alınan kararlar hakkında henüz ayrıntılı bir açıklama yapılmasa da insansız deniz araçlarının güvenli ve çevreye zarar vermeden kullanılmasıyla ilgili uygulamalar yapılacağı bildirildi. Bu çalışmalardan alınan sonuçlara göre IMO mevzuatında gerekli değişikliklerin yapılması planlanıyor. IMO, diğer toplantı sonuçlarını ileriki bir tarihte duyuracağını bildirdi.
Deniz ekosistemlerinin korunması ve balast suyu
07/06/2017
Geçtiğimiz ay New York'ta düzenlenen BM Okyanus Konferansı'nın yan etkinliklerinden birinde IMO'nun balast suyu yönetim projesi olan Globallast ile ilgili yeni bir doküman tanıtıldı: "The Globallast Story". Kitapçıkta balast suyuyla taşınan istilacı türlerin sebep olduğu sorunlarla mücadele etmek için hükümetlerin, sektörlerin, akademik çevrelerin ve diğer ilgili tarafların küresel ağlar oluşturarak birlikte yaptıkları çalışmalar anlatılıyor.
Globallast Projesi, 4 yıllık bir hazırlık sürecinden sonra 2007 yılında Küresel Çevre Fonu (GEF - Global Environment Facility) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP - United Nations Development Programme) ortaklığında başlatıldı. Proje, gemi balast sularıyla taşınan zararlı su canlılarını ve patojenleri en aza indirmek ve BWM (Balast Suyu Yönetimi Sözleşmesi)'yi uygulamak için gelişmekte olan ülkelere destek olmayı amaçlıyor.
Globallast Story kitapçığında yer alan bilgilere göre Türkiye projenin Önde Gelen Ortak Ülke'leri arasındadır. Ülkemizde proje kapsamında kapasite geliştirme çalışmaları yapılmış ve farkındalığın arttırılması amaçlanmıştır. Ayrıca, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız ile TÜBİTAK tarafından yürütülen balast suyu yönetim stratejisi girişimine 1 milyon dolar bütçe ayrılmıştır.
Türkiye limanlarına boşaltılan balast suyu miktarı ve bu suların kaynakları hakkında veri toplamak amacıyla ülkemiz kıyılarında bir envanter çalışması yapılmış ve sularımıza yılda tahmini olarak 23 milyon ton balast suyu boşaltıldığı saptanmıştır.
Yine proje kapsamında Botaş Limanı'nda bir pilot çalışma yürütülmüş ve denetlenen 206 gemiden 36'sı taşıdıkları balast suyu bakımından "yüksek riskli" kategoride değerlendirilmiştir.
IMO'nun Globallast Story kitapçığını bu bağlantıdan indirebilirsiniz:
Balast Suyu Yönetimi (BWM) Sözleşmesi'ni dört ülke daha kabul etti
09/06/2017
Bahama Adaları, Singapur, Avustralya ve Birleşik Arap Emirlikleri IMO Balast Suyu Yönetimi (BWM) Sözleşmesi'ni imzalayan son ülkeler oldu. Böylece, sözleşmeye taraf olan ülke sayısı 59'a yükseldi ve bu ülkelerin dünya ticaret filosu içinde temsil ettiği oranın % 65.18 olduğu hesaplandı.
8 Eylül 2017 tarihinde yürürlüğe girecek olan Sözleşme ile, gemilerden kapsamlı bir balast suyu yönetim planı uygulamaları ve toplanan verileri kaydedecekleri kayıt defterleri bulundurmaları beklenmektedir.
Deniz güvenliği konferansı
21/06/2017
IMO, liman güvenliğini sağlamada teknolojinin oynadığı rolü ön plana çıkaran bir konferans düzenledi. Konuşmacılar, IMO'nun 2017 Dünya Denizcilik Günü için belirlediği "Gemiler, limanlar ve insanlar birbirine bağlıdır" temasıyla ilgili önemli mesajlar verdi.
IMO temsilcisi ekonomik istikrar ve sürdürülebilir kalkınma için limanlar, deniz güvenliği ve deniz trafiğinin kolaylaştırılması arasındaki ilişkiye dikkat edilmesi ve denizcilik sektörünü oluşturan tarafların birlikte hareket etmesi gerektiğini ifade etti. Limancılığın gelişmesinin ancak sektörün tümünü kapsayan ve birbiriyle uyumlu hükümet politikalarıyla mümkün olduğunu vurguladı.
Ayrıca, IMO'nun "Uluslararası Gemi ve Liman Güvenliği (ISPS) Kodu" ile "IMO/Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Mesleki Kurallar"ın liman güvenliğini ilgilendiren önemli tedbirleri ortaya koyduğu hatırlatıldı ve bu metinlerin sadece güvenlik konusuyla sınırlı kalmadığı, limanları ticareti ve kalkınmayı teşvik eden bir faktör olarak ele aldığı da vurgulandı.
GMN teknoloji projesine dâhil olmak isteyen taraflara çağrı
21/06/2017
IMO, GMN (Küresel Denizcilik Ağı) teknoloji projesinin "Küresel Paydaşlar Komitesi"ne üye olmak isteyen kişiler için bir çağrı yayımladı. Başvuracak kişilerin uygunluğuna karar vermek için bazı şartların yerine getirilmesi gerekmektedir.
- Uygunluk şartları
Adaylar aşağıdaki örgüt ve kuruluşları temsilen başvuru yapabilirler:
-IMO ve AB Sekreteryası
-Hibe/bağış ajansları
-Denizcilik ve/veya liman endüstrisinde faaliyet gösteren özel sektör (diğer endüstri alanlarından başvurular da değerlendirilecektir)
-Projenin teknoloji merkezlerinin yer aldığı MTCC bölgelerindeki (Karayipler, Asya, Latin Amerika, Afrika ve Pasifikler) denizcilik idareleri
-Denizcilik üniversiteleri ile düşünce kuruluşları gibi akademik çevreler
-Denizcilik sektörüyle ilgili konularda çalışma yapan STK'lar.
Not: AB ve IMO dışındaki örgüt ve kuruluşlardan yalnızca bir temsilci kabul edilecektir.
- Adaylardan başlıca aşağıdaki alanlarda aktif olmaları bekleniyor:
-Projeyle ve MTCC merkezleriyle ilgili broşürlerin dağıtılması vb. faaliyetlerle daha fazla kişinin proje hakkında bilgilenmesini sağlamak; iklim değişikliği ve denizcilik sektörüyle ilgili öncelik taşıyan bölgesel ve/veya küresel konular hakkında GMN Proje Koordinasyon Birimi'yle bilgi alışverişinde bulunmak; GMN toplantılarına katılmak.
Başvurular 20 Temmuz 2017 tarihine kadar gmn@imo.org adresine gönderilmelidir. Belirtilen tarihten sonraki başvurular dikkate alınmayacaktır.
Adaylardan bu formla birlikte özgeçmişlerini de yukarıdaki adrese göndermesi beklenmektedir.
Başvurular hakkındaki diğer bilgiler projenin internet sitesinde mevcuttur: http://gmn.imo.org/stakeholder-participation/
Kısaca GMN Projesi: Proje kapsamında Karayipler, Asya, Latin Amerika, Afrika ve Pasifikler'de beş teknoloji merkezi (MTCC) kurulmuştur. Merkezler öncelikle gemilerde enerji verimliliğini arttıracak ve denizcilik faaliyetlerinden kaynaklanan karbon emisyonunu azaltacak teknolojileri teşvik etmeyi amaçlamaktadır.
Projenin ulusal düzeydeki ilk atölye çalışması 19-20 Haziran 2017 tarihleri arasında Kenya teknoloji merkezinde tamamlanmıştır. 67 katılımcıyla gerçekleşen etkinliğin başlıca tartışma maddesi, düşük karbonlu bir denizcilik sektörü için izlenecek stratejilerdi. Ayrıca, paydaşlar projenin misyonu, vizyonu ve hedefleri hakkında daha fazla bilgi edinme fırsatı elde ettiler.
Terk edilmiş denizcilerin durumu tartışılıyor
23/06/2017
IMO, terk edilmiş denizcilerin durumunu görüşmek için Londra'daki merkez ofisinde bir seminer düzenledi.
IMO Genel Sekreteri Kitack Lim, "Denizcileri korumak insanlık görevimizdir ve bunu görmezden gelemeyiz," dedi ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), bayrak devletleri, liman devletleri ve gemi sahibi grupları gibi taraflar ile IMO arasında devamlılığı olan bir işbirliği kurulmasının önemini vurguladı.
Denizcilerin terk edilmesiyle ilgili yasal çerçevenin analiz edildiği sunumlardan birinde IMO ve ILO'nun ortak girişimi olan ve gemide terk edilme vakalarının bildirildiği veri tabanı sistemi incelendi. Vakaların çözülmesine yardımcı olan veri tabanına aşağıdaki bağlantıdan ulaşılmakta ve bildirimler bu sayfadan yapılmaktadır:
http://www.ilo.org/dyn/seafarers/seafarersbrowse.home
Seminerin bir diğer ana konusu ise denizcilere adil davranılmasını teşvik etmek amacıyla oluşturulan IMO kılavuzlarıydı. Örgüt tarafından 2006 yılında kabul edilen bu kılavuzlar, zor durumlar veya gözaltına alınma gibi vakalarda denizcilerin haklarını açıklayan bir dizi tedbir ortaya koyuyor.
IMO kılavuzları aşağıdaki bağlantıdan indirilebilmektedir:
http://www.imo.org/blast/blastDataHelper.asp?data_id=15851&filename=LEG3%2891%29.pdf
Seminere katılan taraflardan ITF (Uluslararası Taşıma İşçileri Federasyonu), gerçek vakalar üzerinden örnekler verdi ve terk edilmiş denizcilere gecikmiş maaşlarının ödenmesi gibi konularda yardımcı olduğunu ifade etti.
IMO Çalışma Grubu sera gazı emisyonları üzerine rapor hazırlıyor
27/06/2017
Gemilerden kaynaklanan sera gazlarının azaltılması için stratejiler belirlemek üzere oluşturulan IMO Oturumlar-arası Çalışma Grubu, ilk toplantısını IMO'ya üye ülkeler, uluslararası STK'lar ve hükümetler-arası örgütleri temsil eden yaklaşık 300 katılımcıyla kapalı oturumda gerçekleştirdi. Grup, bir rapor hazırlayıp bunu Temmuz ayının ilk haftasında toplanacak olan IMO Deniz Çevresini Koruma Komitesi (MEPC 71)'ne iletecek. MEPC 71'in Balast Suyu Yönetimi Sözleşmesi (BWM), gemilerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılması ve hava kirliliğinin önlenmesi gibi ana başlıkların yanı sıra uluslararası denizciliği ilgilendiren bazı teknik ve yasal meseleleri tartışacağı daha önce IMO tarafından duyurulmuştu.
Çalışma Grubu'nun sunduğu rapor, sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik kapsamlı bir IMO stratejisi geliştirmek için MEPC 70'de kabul edilen yol haritasının ayrıntılarını belirlemeye katkı sağlayacak. İlk IMO sera gazı stratejisinin 2018 baharındaki MEPC 72'ye kadar hazırlanması planlanıyor. Stratejinin bu birinci ayağında kısa, orta ve uzun vadeli tedbirlerin ve bunlar için olası tarihlerin belirlenmesi hedefleniyor.
Kaynak: IMO internet sitesi.