Ocak-Şubat 2019
?IMO, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ilişkin çalışmalara devam ediyor
193 ülke, 2015 yılında, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemini ve buna ilişkin 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefini (Sustainable Development Goals –SDGs), benimsemiştir. Bahse konu gündem, 2030 yılı itibariyle yoksulluğu azaltmak ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için bütün ülkelere eylem çağrısında bulunmaktadır.
IMO ve Birleşmiş Milletler Sistemi Harp Akademisi (United Nations System Staff College), üye devletlerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve IMO'nun bahse konu hedeflere ulaşma konusunda üstlendiği rolü daha iyi anlamalarını sağlamak amacıyla 11 Ocak 2019 tarihinde Londra'da üye devletlerin temsilcilerine yönelik bir çalıştay düzenlemiştir. Çalıştay kapsamında; farklı paydaşların nasıl birleştirileceği, sürdürülebilir kalkınmaya ilişkin uygun politikaların nasıl geliştirileceği, potansiyel ortaklar arasında ticari sözleşmelerin ve temerrüt alış satışının nasıl oluşturulacağı gibi konular ele alınmıştır.
Birleşmiş Milletler ailesinin bir parçası olarak IMO, Üye Devletlerin 2030 Gündemine ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmalarına aktif olarak yardımcı olmayı taahhüt etmiştir. Aslında, 2030 Gündem maddelerinin çoğu, dünya ticaretini destekleyen ve küresel ekonomiyi kolaylaştıran sürdürülebilir bir denizcilik sektörü ile gerçekleştirilecektir. Bahse konu gündem ve hedefler, dünyayı herkes için daha iyi bir hale dönüştürmek için bir fırsat olarak görülmektedir.
IMO Seyir Haberleşme ve Arama Kurtarma Komitesi 6. Toplantısı gerçekleştirildi
IMO Kutup Kodu, sert iklim koşullarına sahip olan Kuzey ve Güney Kutup Bölgelerinde faaliyet gösteren gemilerin, olağanüstü ısı derecelerini göz önünde bulundurduklarını ve bu doğrultuda gerekli donanımın kullanılmasını sağlamaya yardım etmektedir. Kutup sularında faaliyet gösteren gemilerde kullanılması planlanan iletişim ve seyrüsefer cihazlarına dair taslak kılavuz, 16-25 Ocak 2019 tarihlerinde gerçekleştirilen IMO Seyir Haberleşme ve Arama Kurtarma Alt Komitesi 6. Toplantısı'nda (Sub-Committee on Navigation, Communications and Search and Rescue –NCSR 6) tamamlanmıştır. Bahse konu kılavuz; sıcaklık ve mekanik şok testi ve soğuk ısılarda buzlanma ve batarya performansının ele alınma yöntemleri gibi konulara ilişkin tavsiyeleri kapsayacaktır.
Ayrıca bahse konu Alt Komite, Ortak IMO-ITU (International Telecommunication Union-Uluslararası Telekomünikasyon Birliği) Uzman Grubu Radyokomünikasyon 14.Toplantı raporu maddelerini de değerlendirmiştir. Toplantı, IMO'nun deniz radyokomünikasyonu hususunda, Kasım 2019'da gerçekleştirilecek olan Dünya Radyokomünikasyon Konferansı'na (World Radiocommunication Conference 2019 –WRC-19) sunulacak taslak görüşlerini netleştirmiştir. Deniz radyokomünikasyon ve seyrüsefer amaçları için tahsis edilen dış müdahalesiz radyo spektrum parçalarının mevcudiyeti, deniz taşımacılığının emniyetini ve güvenliğini sağlamak için gereklidir.
Alt Komite, Küresel Deniz Tehlike ve Emniyet Sistemi'ni (Global Maritime Distress and Safety System -GMDSS) modernize etmek için süre gelen çalışma da dâhil olmak üzere bir dizi önemli gündem maddeleri ile ilgili çalışmalarına devam edecektir. Zorunlu GMDSS, deniz radyo ve uydu telekomünikasyonunun tam entegrasyonunu sağlayarak okyanusların herhangi bir yerinde tehlike alarmlarının oluşturulması amacıyla 1998 yılında kabul edilmiştir. Modernizasyon planı, yeni uydu komünikasyon hizmetlerinin birleşmesine olanak sağlamak da dâhil olmak üzere koşulların güncelleştirilmesini hedeflemektedir.
Arama kurtarma maddeleri konularında ise Alt Komite, en güncel usullere uygun Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (International Civil Aviation Organization -ICAO) / IMO Ortak Çalışma Grubu'nun önerilerini dikkate alacağını bildirmiştir. IMO, havacılık ve deniz arama kurtarma çalışmalarının uyumlaştırılması konularında ICAO ile birlikte çalışmaktadır. Bahse konu toplantıda, Arama Kurtarma Görevi Koordinatörüne ilişkin revize edilmiş bir model kursu onaylanmıştır.
Alt Komite, gemilerin önerilen yeni ve değiştirilmiş rotalama önlemlerini gözden geçirecek olup, Deniz Emniyeti Bilgilendirmesi (Maritime Safety Information -MSI) ile ilgili hükümlerdeki güncellemeleri değerlendirecek ve Gemilerin Uzak Mesafeden Tanımlanması ve İzlenmesi (Long-Range Identification and Tracking –LRIT) sisteminin işleyişi ve operasyonlarına ilişkin konuları ele alacaktır.
IMO Genel Sekreteri Kitack Lim, Hollandalı Ringo Lakeman başkanlığında, bahse konu oturumu açmıştır.
Türkiye, gemilerin geri dönüşümü hakkındaki IMO Hong Kong Sözleşmesi'ni onayladı
Gemi geri dönüşümü hususunda dünyada önde gelen beş ülkeden biri olan Türkiye, gemilerin emniyetli ve çevreye duyarlı geri dönüşümüne ilişkin IMO Hong Kong Sözleşmesi'ni onaylamıştır.
2009 Gemilerin Emniyetli ve Çevreye Duyarlı Geri Dönüşümü Hakkında Hong Kong Uluslararası Sözleşmesi; gemilerin tasarımını, inşasını, işletilmesini ve bakımını, gemilerin emniyet ve operasyonel verimliliğinden taviz verilmeksizin, emniyetli ve çevreye duyarlı geri dönüşümüne olanak sağlamak üzere hazırlanmasını kapsamaktadır.
Hong Kong Sözleşmesi kapsamında; geri dönüşüme gönderilecek olan gemilerin, her gemi için özellikle belirtilmiş olan tehlikeli madde envanterini taşıması gerekmektedir. Gemi geri dönüşüm tesislerinin, geminin özelliklerine ve envanterlerine bağlı olarak, her bir geminin nasıl geri dönüştürüleceğini belirten bir "Gemi Geri Dönüşüm Planı" sunması gerekmektedir.
Türkiye'nin bahse konu sözleşmeyi onayladığını gösteren belgede; bir geminin, yetkili Gemi Geri Dönüşüm Tesisi / Tesisleri'nde geri dönüştürülmeden önce "Gemi Geri Dönüşüm Planı"nı açıkça onaylaması gerektiği hususu beyan edilmektedir.
Türkiye'nin İngiltere Büyükelçisi ve IMO Daimi Temsilcisi Sayın Ümit Yalçın, 31 Ocak 2019 tarihinde, bahse konu sözleşmenin onay belgesini teslim etmek üzere IMO Genel Sekreteri Kitack Lim ile bir araya gelmiştir.
Türkiye, Hong Kong Sözleşmesi'ne taraf olan 7. devlet olmuştur. Söz konusu anlaşma, gros tonajına göre Dünya Deniz Ticaretinin %40'ını temsil eden 15 devlet tarafından onaylandıktan sonra ve bahse konu devletlerin gemi geri dönüşüm hacimlerinin, toplam tonajlarının %3'ünden az olmamak koşulu sağlandıktan 24 ay sonra yürürlüğe girecektir.
Söz konusu sözleşmeyi onaylayan yedi devlet; dünya deniz ticareti tonajının %20'sinden fazlasını temsil etmektedir. Son on yıl süresince bahse konu devletlerin yıllık geri dönüşüm hacimlerinin toplamı; aynı devletlerin deniz ticareti hacminin %0,62'sine tekabül eden 1,652,961 gros tonajdır. (Belçika, Kongo, Danimarka, Fransa, Norveç, Panama ve Türkiye)
Tonaja göre dünya genelinde tüm geri dönüşümlerin %90'ından fazlasının kendi aralarında gerçekleştiği Bangladeş, Çin, Hindistan, Pakistan ve Türkiye; en büyük beş gemi geri dönüşümü ülkesidir.
IMO; emniyetli ve çevreye duyarlı gemi geri dönüşümünü arttırmak ve Hong Kong Sözleşmesinin kabulüne ilişkin bir yol haritası geliştirmek amacıyla Bangladeş'te "SENSREC Aşama II" isimli bir proje yürütmektedir. Bu kapsamda Bangladeş'te; yasal, siyasal ve kurumsal reformun yol haritasını şekillendirmek ve çeşitli paydaşları eğitmek için kapasitenin geliştirilmesine odaklanmaktadır.
Taslak SOLAS düzenlemesinin sonuçlandırılması amaçlanıyor
IMO, gemiler limanlarda demir attığı zaman oluşan kazaları önlemeye yönelik çalışmalara devam etmektedir. Gemi bağlama/demirleme operasyonları sırasında oluşabilecek tehlikelerden gemiadamlarının ve palamar ekibinin daha iyi korunmasını amaçlayan taslak SOLAS düzenlemesi, Gemi Tasarımı ve İnşası Alt Komitesi (Sub-Committee on Ship Design and Construction –SDC 6) tarafından sonuçlandırılmaktadır. Ayrıca 4-8 Şubat 2019 tarihlerinde gerçekleştirilen toplantı kapsamında, gemi çekme ve palamar operasyonları düzenlemelerine ilişkin yönergelerin gözden geçirilmesinin yanı sıra gemi bağlama denetimleri ve bakımları düzenlemelerinin tasarımına ilişkin taslak kılavuzunun tamamlanması da amaçlamıştır.
Ayrıca, mevcut durumda Kutup Kodu kapsamına girmeyen ve kutup sularında SOLAS kapsamı dışındaki gemiler için emniyet tedbirleri de gündem maddeleri arasında yer almıştır. Bahse konu Alt-Komite, kutup sularında faaliyet gösteren, ticari olmayan ve 300 gros tonajın üzerindeki gezinti teknelerinin yanı sıra 24 metre uzunluğundaki balıkçı teknelerine yönelik emniyet tedbirleri önerilerinden oluşan ilk taslak öneriyi de ele almıştır.
Bahse konu toplantının bir diğer önemli gündem maddesi ise; açık deniz tesislerinin inşası, bakımı, hizmet dışı bırakılması, işletilmesi veya hizmeti ile ilgili olarak konuşlandırılmasından önce veya sonra emniyetli geçişinin sağlanması amacı ile endüstriyel personeli taşıyan gemiler ve personeli için asgari emniyet standartlarını sağlamayı amaçlayan ilgili taslak Kod ve bahse konu gemilere yönelik emniyet tedbirlerine ilişkin yeni SOLAS XV bölümünün taslak çalışmaları olmuştur. Ayrıca Alt Komite; dolaysız istikrar değerlendirmesi maddesi ile ilgili kılavuzlar hazırlamak, operasyonel sınırlamaların ve rehberliğin hazırlanması ve onaylanması da dâhil olmak üzere ikinci nesil tam istikrar ve kırılganlık kriterlerini geliştirme çabalarına da devam etmiştir.
Bahse konu Alt-Komite toplantısı, IMO Genel Sekreteri Kitack Lim tarafından açılmıştır ve toplantıya Birleşik Krallık'tan Kevin Hunter başkanlık etmiştir.
Balast Suyu Yönetimi Sistemi ile ilgili çalışmalar devam ediyor
Potansiyel olarak istilacı sucul türlerin yayılmasını önlemeyi amaçlayan IMO Balast Suyu Yönetimi Sözleşmesi'nin uygulanmasına dair tecrübeler kazanılmaya devam edilmektedir. IMO'nun 14-15 Şubat 2019 tarihlerinde gerçekleştirilen 10. Global TestNet toplantısına katılımı; IMO'nun liman ve bayrak devletlerinin ve diğer paydaşların bir araya gelmelerine, hazırlık yapmalarına ve balast suyu numunelendirme, kimyasal ve biyolojik analizlere dair verilerini ibraz etmelerine olanak sağlayan Küresel Entegre Deniz Taşımacılığı Bilgi Sistemi (Global Integrated Shipping Information System –GISIS) isimli yeni modülüne dikkat çekmek için bir fırsat sağlamıştır. Böylesi verilerin analiz edilmesi, BWM Sözleşmesinin gerekliliklerinin ve bahse konu sözleşmeye dair değişikliklerin potansiyel gelişimlerinin sistematik ve delile dayalı bir şekilde incelenmesine olanak sağlamıştır. Balast Suyu Yönetimi Sözleşmesi'ne göre; gemilerin balast sularını ve sedimanlarını belirlenmiş bir standarda göre kontrol etmeleri gerektirmektedir.
IMO'nun bahse konu toplantıya katılımı, kirlilik önleyici sistemler ve biyolojik kirlenme ile ilgili güncel tüm düzenleyici gelişmelerin kapsanmasını sağlamıştır. IMO, Gemilerde Zararlı Organik Tutunma Önleyici Sistemlerinin Kontrolü Sözleşmesi'ni (Anti-Fouling Systems Convention -AFS) biyosit sibutrine ilişkin yeni kontroller içerecek şekilde değiştirme önerisini düşünmektedir. Mevcut durumda AFS Sözleşmesi, organotin bileşikleri kullanan biyositlerin kullanılmasını yasaklamaktadır.
Ayrıca IMO, istilacı sucul türlerin gemilerin gövde kısmından transferini minimuma indirgemek için biyolojik kirliliğin nasıl kontrol edilmesi ve yönetilmesi gerektiğine dair küresel olarak tutarlı bir yaklaşım sağlayan Biyolojik Kirlenme Kılavuzunu da incelemektedir. Yeni küresel GloFouling Projesi, kılavuzların uygulanmasını sürdürme amacı ile lanse edilmiştir. Bahse konu proje, diğer okyanus endüstrilerinde gelişmiş biyolojik kirlilik yönetimi için en iyi uygulamaların ve standartların geliştirilmesine de teşvik edecektir.
Küresel TestNet; balast suyu yönetimi sistemlerinin sertifikasyonu için kara konuşlu ve/veya gemi güvertesi testlerinin standardizasyonu, şeffaflığı ve açıklığı ile ilgili örgütlere yönelik bir forumdur.
Kirlilik Önleme ve Müdahale Alt Komitesi, 2020 Kükürt Limiti çalışmalarını sürdürüyor
IMO'nun Kirlilik Önleme ve Müdahale Alt Komitesi (Sub-Committee on Pollution Prevention and Response), 18-22 Şubat 2019 tarihleri arasında, IMO genel merkezinde bir araya gelmiştir. Bahse konu toplantı, MARPOL Ek-VI'da yer alan %0.50 kükürt limitinin tutarlı bir şekilde uygulanmasına ilişkin taslak kılavuzu neticelendirmeye odaklanmıştır. 1 Ocak 2020 tarihi itibariyle uygulanmaya başlanacak olan ve insan sağlığı ve çevreye yararlı olacak olan söz konusu kılavuzun amacı; gemilerin yakıtında bulunan kükürt içeriğine dair alt limit hazırlıklarının yapılmasına ve düzenli uygulanmasına yardım etmektir. Ayrıca bahse konu toplantı kapsamında, MARPOL Ek-VI'da yapılan yakıt numuneleri; yakıtın kükürt içeriğinin test edilmesi ve tasdiklenmesi ile ilgili taslak değişiklikler, ilgili liman Devleti kontrolünde ve gemide örnekleme kılavuzunda yapılan taslak değişiklikler de yer almıştır. IMO, armatörlerin yeni kükürt limiti ile ilgili hazırlanabilmeleri için gemi uygulama/yürütme planlama rehberini piyasaya sürmüştür.
Diğer gündem maddeleri ile birlikte söz konusu Alt Komite; Kuzey Kutbu sularındaki gemilerin taşıdığı yakıt gibi ağır yakıt taşımanın ve kullanımının yarattığı risklerin azaltımına ilişkin önlemlerin geliştirilmesi ile ilgili çalışmalarını başlatmıştır. Ek olarak, Kuzey Kutup Bölgesi'nde uluslararası deniz taşımacılığından kaynaklanan karbon karası emisyonunun etkisini azaltmaya yönelik uygun kontrol tedbirlerinin belirlenmesi çalışmaları da devam etmektedir.
Bahse konu Alt Komite; IMO'nun organotin bileşikleri kullanan biyosit tüketimini önleyen 2001 Gemilerdeki Zararlı Organik Tutunma Önleyici Sistemlerin Kontrolüne İlişkin Uluslararası Sözleşme'sine değinmiştir. Biyosit sibutrini ile ilgili kontrolleri içermek üzere AFS Sözleşmesi Ek-I'de değişiklik yapılması için kapsamlı bir öneri ele alınmıştır.
Ayrıca toplantıda toplu olarak taşınan sıvı maddelerin geçici değerlendirilmesine ilişkin ilkelerde muhtemel revizyonlar göz önünde bulundurulmuş olup, OPRC Sözleşmesi ve OPRC-HNS Protokolü gibi kirliliğin önlenmesi ve müdahale sözleşmelerinin pratikte uygulanmasına ilişkin taslak rehber sonuçlandırılarak kabul edilmiştir.
Ayrıca, 2015 Egzoz Gazı Temizleme Sistemleri Kılavuz ilkelerine ilişkin incelemelere devam edilmiştir.
Bahse konu toplantı IMO Genel Sekreteri Kitack Lim tarafından başlatılmış olup, toplantının başkanlığını Norveç'ten Sveinung Oftedal yürütmüştür.
Sera gazı emisyonlarının azaltımı hususunda yeşil teknoloji önem arz ediyor
"Yeşil teknoloji ve inovasyonlar, IMO'nun gemilerden kaynaklanan emisyonun azaltımına yönelik başlangıç stratejisine nasıl yardım sağlayabilir?" sorusu, 26-27 Şubat 2019 tarihlerinde, Hamburg, Almanya'da gerçekleştirilen Küresel Denizcilik'te Yeşil Teknoloji Forumu'nda ele alınan sorulardan bir tanesiydi.
IMO'dan Camille Bourgeon, bahse konu konferansta yaptığı konuşma kapsamında, yeşil teknoloji ve inovasyonlar hususunda denizcilik sektörü uzmanlarına seslenerek IMO Sera Gazı Başlangıç Stratejisine ve deniz taşımacılığını karbondan arındırma hedefine ulaşma konusunda çalışmalarının önem arz edeceğini vurguladı.
IMO Üye Devletleri tarafından 2018 yılında benimsenen bahse konu Strateji; gemilerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının tamamen ortadan kaldırılması, Paris Anlaşması ile özel bir bağlantı oluşturulması ve sektör kaynaklı emisyonların 2050 yılı itibariyle en az %50 oranında azaltılması da dâhil olmak üzere bir dizi hedefe yönelik taahhütte bulunmaktadır.
Hamburg'ta gerçekleştirilen forum kapsamında Bourgeon: "Bunlar iddialı hedefler. Ve teknoloji bu noktada, alternatif yakıtlar ve enerji kaynaklarına ilişkin teknolojik inovasyonlar hususu da dâhil olmak üzere gelecekteki düşük ve sıfır karbonlu denizciliğe doğru giden yolda kilit bir rol oynayacak" demiştir.
Firmalardan, klas kuruluşlarından ve araştırma gruplarından birçok insanın yeni çözüm yolları bulmak için çalıştığını görmenin memnuniyet verici olduğunu ve bahse konu forumun; alternatif yakıttan makine teknolojisine ve enerji tasarruflu teknolojilere varana kadar birçok konuya ilişkin çözümleri daha detaylı ele almak üzere sektör paydaşlarına yönelik bir fırsat sağladığını belirtmiştir.