DTO Kasım 2016 AB Bülteni
?
DTO AB Bülteni __________ ______ ____ __ _______ __________________________________________________ KASIM 2016
Avrupa Komisyonu, AB Seyahat ve Bilgi Yetkilendirme Sistemi'nin (ETIAS) Kurulmasını Öneriyor
Avrupa Komisyonu, AB Seyahat ve Bilgi Yetkilendirme Sistemi'nin (EU Travel and Information Authorisation System – ETIAS) kurulması için 16 Kasım 2016 tarihinde bir tasarı sundu. Söz konusu tasarı, Avrupa Komisyonu Başkanı Sn. Jean-Claude JUNCKER'in 14 Eylül 2016 tarihli Ulusa Seslenişinde dile getirilmişti. JUNKER ilgili konuşmasında: "Sınırlarımızdan kimlerin geçtiğini bilmemiz gerekiyor. Kasım ayına kadar, Avrupa'ya kimlerin seyahat edebileceğini belirleyen otomatik bir sistem teklif edeceğiz. Bu şekilde, Avrupa'ya kimlerin seyahat ettiğini onlar henüz Avrupa'ya ulaşmadan önce biliyor olacağız" demişti.
ETIAS, yasadışı göçü engellemek ve gelişmiş güvenlik kontrollerine olanak tanımak amacıyla, Avrupa'ya vize muafiyetiyle seyahat eden tüm yolcular hakkında bilgi toplayacak. Bilgilerin toplanması, Shengen sınırlarındaki yasal seyahati kolaylaştıracak olup, AB'nin dış sınırlarının daha etkin şekilde yönetilmesine ve iç güvenliğin artırılmasına katkı sağlayacaktır. (Kaynak: Avrupa Komisyonu)
COP22 Kasım Ayında Marakeş'te Düzenlendi
Paris İklim Anlaşması'nın kabul edilmesinin üzerinden bir yıl geçmeden, dünya liderleri ve müzakereciler Fas'ın Marakeş kentinde COP22 Konferansı (BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 22. Taraflar Konferansı ) için bir araya geldi. 7-18 Kasım 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilen söz konusu Konferansta, gezegenimiz için büyük aciliyeti bulunan iklim değişikliği konusunda evrensel bağlayıcılığı olan Paris Anlaşması'nın uygulanma yollarına odaklanıldı. Avrupa Parlamentosu, görüşmelerde Avrupa Halk Partisi (EPP) İtalyan üyesi Giovanni La Via'nın liderliğindeki 12 Parlamento Üyesinden oluşan bir delegasyonla temsil edildi.
Konferans sonunda, bir kısmı aşağıda yer alan "İklim ve Sürdürülebilir Kalkınmamız İçin Marakeş Eylem Bildirisi" yayımlandı:
"İklimimiz ürkütücü ve eşi benzeri görülmemiş bir oranda ısınıyor, buna derhal cevap vermek bizim görevimiz.
Konvansiyon gereğince kabul edilen Paris Anlaşmasını, hızla yürürlüğe girmesini, iddialı hedefleriyle birlikte kapsayıcı doğasını ve farklı ulusal koşullar ışığında eşit ve genel fakat farklılaşmış sorumluluk ve ilgili yetenekleri yansıtmasını memnuniyetle karşılıyoruz ve Anlaşmanın tümüyle uygulanmasına yönelik taahhüdümüzü beyan ediyoruz.
Bu sene gerçekten de, iklim değişikliği hakkında dünya çapında olağanüstü bir ivme görüyoruz. Sadece hükümetler tarafından değil, fakat aynı zamanda bilim, iş dünyası ve her düzeydeki küresel eylem türleri tarafından yönlendirilen bu ivme tersine çevrilemez.
Şimdi bizim görevimiz bu ivmeye dayanarak, sera gazı emisyonlarını azaltmak için ilerlemek ve uyum sağlama çabalarını güçlendirmek, böylece Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemine ve onun Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine destek sunmaktır.
Acil bir öncelik olan iklim değişikliğiyle mücadele için en yüksek siyasi isteklilik çağrısında bulunuyoruz.
İklim değişikliğinin etkilerine en fazla maruz kalan ülkelerle güçlü dayanışma yapmaya çağırıyor ve onların adapte edilebilir kapasitelerini yükseltmeyi, esnekliğini artırmayı ve zayıflığını azaltmayı amaçlayan çabaların desteklenmesine duyulan ihtiyacın altını çiziyoruz.
Emisyonların mevcut seyri ile Paris Anlaşması'nın uzun vadeli sıcaklık hedeflerini karşılamak için ihtiyaç duyulan gidiş arasındaki farkı kapatmak amacıyla, acilen kararlılığın artırılması ve kendi aramızdaki işbirliğinin güçlendirilmesi gerekmektedir.
Gelişmiş Ülke Tarafları olarak 100 milyar Amerikan doları seferber etme hedefimizi teyit ediyoruz.
Gelişmekte olan ülkelerin, az gelişmiş ülkelerin ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine ayrıca açık olan ülkelerin özel ihtiyaçlarını ve koşullarını dikkate alan daha fazla iklim faaliyetinin ve desteğinin 2020 yılından önce sağlanması çağrısında bulunuyoruz.
Kyoto Protokolü'nün tarafları olarak, Doha Değişikliklerinin (Doha Amendment) onaylanmasını destekliyoruz.
Paris Anlaşması'nın hedeflerini karşılamak üzere ekonomimizde gerçekleştirmemiz gereken dönüşüm; refah artışı ve sürdürülebilir kalkınma için olumlu bir fırsat sunuyor.
Marakeş Konferansı, günümüzün en büyük zorluklarından biri olan iklim değişikliğiyle mücadele için uluslararası toplumun bir araya getirilmesine ilişkin sorumluluğumuzda önemli bir dönüm noktasını işaret ediyor.
Şimdi artık uygulamaya ve eyleme geçerken, şimdiki nesil ve gelecek nesiller için dayanışmayı, umudu ve fırsatları canlandırmaya ilişkin kararlılığımızı tekrarlıyoruz." (Kaynak: http://cop22.ma/en )
Emniyetli, Güvenli, Temiz ve Sürdürülebilir Şekilde Yönetilen Okyanuslara AB'nin Katkısı
Küresel okyanus ekonomisi 1.3 trilyon Euro olarak tahmin ediliyor. İklim değişikliği, yoksulluk ve gıda güvenliği; okyanusların daha iyi korunması ve sürdürülebilir şekilde yönetilmesi durumunda etkin şekilde üstesinden gelinebilecek küresel sorunlardan bazılarıdır.
10 Kasım 2016 tarihinde Avrupa Komisyonu ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi; emniyetli, güvenli, temiz ve sürdürülebilir şekilde yönetilen okyanuslar için eylemleri öneren ortak bir bildiriyi kabul etti. Güçlü bir küresel aktör olan Avrupa Birliği, sektörler arası ve kurallara dayanan küresel yaklaşımla daha iyi bir okyanus yönetimi için bir gündem oluşturuyor.
AB'nin Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Federica MOGHERINI konu ile ilgili olarak: "Bu Ortak Bildiriyle, Birleşmiş Milletler'in Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündeminin uygulanmasında AB vatandaşlarının ve tüm dünyanın yararına ön saflarda olacağımıza ilişkin bağlılığımızı teyit ediyoruz. Okyanuslarımız; suç, deniz haydutluğu ve silahlı soygunla tehdit ediliyor. Karaya ya da denize ait iddialar öne sürme girişimleri bölgesel istikrarı ve küresel ekonomiyi etkiliyor" dedi.
10 Kasım 2016 tarihli bildiri, 3 öncelikli alan dâhilinde 14 aksiyonu ortaya koyuyor. Bu alanlar: 1) Uluslararası okyanus yönetimi çerçevesinin geliştirilmesi; 2) Okyanuslar üzerindeki insan baskısının azaltılması ve sürdürülebilir mavi ekonomi için koşulların yaratılması 3) Uluslararası okyanus araştırma ve verilerinin güçlendirilmesidir. Önerilen aksiyonlar, Avrupa Konseyi'nde ve Avrupa Parlamentosu'nda görüşülecek. (Kaynak: Avrupa Komisyonu)
Kruvaziyer Şirketleri ve Avrupalı Armatörler, Liman Kabul Tesisleri Direktifinin Revize Edilmesini Memnuniyetle Karşılıyor
Uluslararası Kruvaziyer Şirketleri Birliği - Avrupa (Cruise Lines International Association Europe – CLIA Europe) ve Avrupa Topluluğu Armatörler Birliği (European Community Shipowners' Associations – ECSA), gemilerden kaynaklanan atık ve yük kalıntılarına yönelik liman kabul tesisleri hakkındaki Avrupa direktifinin (Directive 2000/59/EC) revizyonunu memnuniyetle karşılıyor. Armatörler, yürürlüğe girmesinden bu yana olumlu sonuçlar doğuran Liman Kabul Tesisleri Direktifi'nin bazı eksik yanları olduğunu ve Direktif'in değerlendirilmeye tabi tutulması gerektiğini ileri sürüyorlar.
CLIA Genel Sekreteri, "gemiler için her ne zaman talep edilirse edilsin uygun tesislerin sağlanmasını temin etmek amacıyla, Liman Kabul Tesisleri Direktifi'nin gözden geçirilmesine ve tam olarak uygulanmasına acilen ihtiyaç duyuluyor. Bu, endüstrimizin Avrupa'da istihdama ve büyümeye katkı sağlayarak varlığını sürdürmesine olanak tanıyacaktır. Dairesel ekonomi (circular economy) doğrultusunda, atıklar gittikçe daha değerli bir kaynak olarak görülüyor. Direktif ayrıca atıkların ayrıştırılması ve liman kabul tesisleri aracılığıyla geri dönüştürülmesini kolaylaştırmalı ve teşvik etmelidir" dedi.
ECSA Genel Sekreteri Patrick VERHOEVEN, "yeni tip atıkları kapsayacak tesisler de dâhil olmak üzere yeterli liman kabul tesislerine, makul ve uyumlu bir ücret sisteminin geliştirilmesine ve direktifin düzgün şekilde uygulanmasına ihtiyacımız var" dedi.
Ayrıca istisnalara ve istisnalar rejimine ilişkin faydacı bir yaklaşıma da gerek duyulmaktadır. Etkin atık yönetimi süreçlerini desteklemek ve limanda lüzumsuz gecikmeleri önlemek amacıyla, liman kabul tesislerindeki deşarj gereksinimi, geminin atık taşıma ve atığı teslim etmeden bir sonraki uğrak limana devam etme yeterliliğiyle ilişkilendirilmelidir.
Armatörler, Direktifin temel maddelerinin yorumlanması ve uygulanmasına dair bazı eksiklikler bulunduğunu, dolayısıyla revizyon sürecinde uyumluluğun ve şeffaflığın sağlanması gerektiğini vurguluyorlar. (Kaynak: ECSA)
EUNAVFOR Atalanta Operasyonu 2018 Yılına Kadar Uzatıldı
Avrupa Konseyi, Doğu Afrika kıyısı boyunca deniz haydutluğuyla mücadele eden AB Deniz Gücü Atalanta Operasyonu'nun (EUNAVFOR Atalanta) yetkisini 31 Aralık 2018 tarihine kadar uzattı. Konsey ayrıca, Atalanta Operasyonu için 11.064 milyon Euro'luk bir bütçe tahsis etti.
AB Deniz Gücü Atalanta Operasyonu, Somali kıyısı açıklarında deniz haydutluğu ve silahlı soygun eylemlerinin caydırılmasına, önlenmesine ve bastırılmasına katkı sağlamak amacıyla 2008 yılı Aralık ayında başlatılmıştır. Operasyon; barışçıl, istikrarlı ve demokratik Somali için kapsamlı AB yaklaşımının bir parçasıdır. Operasyon ile ayrıca, Dünya Gıda Programı gemileri ve diğer savunmasız deniz taşımacılığı korunmakta ve Somali açıklarındaki balıkçılık faaliyetleri denetlenmektedir.
Atalanta Operasyonu için iki yıllık yetki uzatmasının doğru zamanda kabul edildiğini belirten ECSA Genel Sekreteri Patrick VERHOEVEN, ticaret gemilerine yapılan deniz haydutluğu saldırılarının, operasyonun başladığı yıl olan 2008 ile kıyaslandığında önemli ölçüde azaldığını; bununla birlikte son zamanlarda bir kimyasal tankere yapılan silahlı saldırının Somali kıyılarında deniz haydutluğunun hala var olduğunu gösterdiğini ifade etti. VERHOEVEN ayrıca, istikrarlı siyasi ortam, iş fırsatları ve sosyal huzurun sağlanmaması halinde deniz haydutluğunun suç çetelerine cazip gelmeye devam edeceğini belirtti. (Kaynak: Avrupa Konseyi, ECSA)
Balıkçılık Kontrolü ve Hukuki Yaptırım İçin Yeryüzü Gözlem Verileri
Avrupa Deniz Güvenliği Ajansı (EMSA), yeni ve mevcut kullanıcılarına, Kopernik Denizcilik Denetim Hizmeti (Copernicus Maritime Surveillance Service) aracılığıyla, denizciliğe ilişkin denetimlerde kullanmaları için geniş çaplı yeryüzü gözlem verisi sağlıyor. Hizmet aracılığıyla elde edilen ilk görüntüler 2016 yılı Eylül ayının başlarında, balıkçılık kontrolü için Avrupa Balıkçılık Kontrol Ajansı'na (EFCA) ve hukuki yaptırım için Denizcilik Analizleri ve Faaliyetleri Merkezi – Narkotik'e (MAOC-N) teslim edildi. Hizmet daha sonra, bahse konu iki faaliyet alanını desteklemek amacıyla 100'den fazla görüntü temin etmiştir. (Kaynak: EMSA)
Derin Deniz Balık Stokları Avlanma Limitleri Düşürüldü
Avrupa Konseyi 14 Kasım 2016 tarihinde, AB ve Kuzeydoğu Atlantik'teki uluslararası sularda bulunan derin deniz stokları için 2017-2018 yılları arasında geçerli yıllık avlanabilir limitler (total allowable catches – TACs) ve kotalar hakkında oybirliğiyle anlaşmaya vardı.
Derin deniz türlerinin hassasiyetini göz önüne alan Avrupa Konseyi, bu türlerin aşırı sömürüsünü engellemek amacıyla, stokların büyük çoğunluğu için yıllık avlanma limitlerini düşürdü.
Avrupa Konseyi Başkanı Gabriela MATECNA, "bugünkü kararımızla, derin deniz stoklarının sürdürülebilir yönetimi için yeni bir ilerleme kaydettik. Bazı balıkların uzun vadede sürdürülebilir bir şekilde yenilenebilmesi ve avlanabilmesi amacıyla, avlanma limitlerinin önümüzdeki iki yıl içerisinde düşürülmesi gerekecektir. Bu, denizlerimizin sağlığına ve balıkçıların geleceğine yönelik önemli bir yatırımdır" dedi.
Avrupa Denizcilik Haftası 27 Şubat – 3 Mart 2017 Tarihleri Arasında Brüksel'de Yapılacak
Temel AB kurumlarından karar vericilerin, Avrupalı armatörler ve denizcilik sektöründen diğer paydaşlarla bir araya geldiği Avrupa Denizcilik Haftası, 2017 yılında 27 Şubat – 3 Mart tarihleri arasında yapılacaktır. Etkinlik kapsamında, 1 Mart 2017 günü Steigenberger Wiltcher's Otel'de, denizcilik endüstrisinin uzmanlarından ve Avrupalı üst düzey düzenleyicilerden "Avrupa Denizcilik Politikası: Küresel Rekabet Edebilirliği, Kaliteyi ve Sürdürülebilirliği Sağlamak" teması altında sunumlar gerçekleştirilecektir. Ana tartışmalar "Dijitalleşme, Ticaret ve Karbonsuzlaştırma" konuları ekseninde yapılacaktır. Konferansta, Denizciliği ve Avrupa Denizcilik Politikasındaki gidişatı etkileyen küresel markalar – denizcilik kariyerleri, mevcut iş dünyası ortamı da dâhil olmak üzere– incelenecektir. (Kaynak: Shipping Innovation)
01.01.2016 – 08.12.2016 Tarihleri Arasındaki Türk Bayraklı Gemi Tutulmaları
01.01.2016 - 08.12.2016 tarihleri arasında Paris Memorandumu (Paris MOU) üye limanlarında 25 Türk Bayraklı gemi tutulmuştur. ISM, can kurtarma teçhizatları, seyir güvenliği, yangın güvenliği ve acil durum sistemleri konularındaki eksikliklerin / yetersizliklerin Türk bayraklı gemilerin tutulmalarında etkin olan nedenler arasında öne çıktığı gözlemlenmektedir. Türk Bayraklı gemi tutulmalarına ilişkin detaylı bilgiler Odamız web sayfasında (http://www.denizticaretodasi.org.tr/sayfalar/gemitutulmalari.aspx ) yer almaktadır.
Bilgilerinizi arz ve rica ederiz.
Saygılarımızla,
Murat TUNCER
Genel Sekreter
DAĞITIM:
Gereği: Bilgi:
-Tüm Üyelerimiz (Web Sayfasında) -Sn. Sefer KALKAVAN
-Türk Armatörler Birliği TOBB DTO'ları Konsey Başkanı
-S/S Gemi Armatörleri Motorlu Taş. Koop. -Meclis Başkanlık Divanı
-Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği -Yönetim Kurulu Başkanı ve Üyeleri
-İMEAK DTO Meslek Komitesi Bşk. -Sn. Erol YÜCEL
-İMEAK DTO Şubeleri TOBB Türkiye Denizcilik Meclisi Bşk.
-Türk Loydu Vakfı -İMEAK DTO Meclis İhtisas Çevre Komisyonu
-GİSBİR -İMEAK DTO Şube Y.K. Bşk.
-GESAD -Denizcilik Eğitimi Veren Üniversiteler
-Yalova Altınova Tersane Girişimcileri San.ve Tic.A.Ş.
-TÜRKLİM
-Türk Uzakyol Gemi Kaptanları Derneği
-Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası
-Gemi Mühendisleri Odası
-TAIS
-WISTA Türkiye Derneği
-Gemi Sahibi Firmalar
Ayrıntılı bilgi: Selin YELESER, Dış İlişkiler Birimi Telefon: (462) E-mail:selin.yeleser@denizticaretodasi.org.tr