Bir yılı geride bırakırken, 2019’a umutla giriyoruz. Bu vesile ile herkesin yeni yılını kutluyor, yeni yılın barış, huzur, bol kazançlı bir yıl olmasını temenni ediyorum. Geçen yıl aramızdan ayrılanlara da Allahtan rahmet diliyorum. Elbette ki yeni yılda eski sorunlar bitmiyor, aslında değişen sadece takvim yaprağı. Eski yılda ne yaptıysak, nerede kaldıysak yeni yılda da aynen devam ediyoruz. 2018 yılı denizcilik sektörü için karamsar bir yıl değildi, 2019 yılı için de kötümser değilim. “Yeni yıldan umutluyum” dedim, ama her zaman tedbirli olmakta fayda var. Her zaman dediğim gibi “tedbirli iyimser” olmakta fayda var. Tedbirli iyimserlikten ne kastettiğimi denizciler daha iyi bilirler. Deniz çarşaf gibiyken bir bakıyorsunuz ki; fırtına çıkmış, deniz patlamış ve dev dalgalarla boğuşmak zorunda kalmışsınız. Bunun için geminiz sağlamsa, mürettebatınız deneyimliyse, eskilerin tabiriyle kaptanınız da deniz kurduysa o gemi sağ ve salimen gideceği limana varacaktır…

Türkiye coğrafik olarak çok stratejik bir bölgede, bu nedenle zaman zaman küresel bazı kararlardan ister stemez etkileniyoruz. Özellikle son zamanlarda Arap baharıyla birlikte, Ortadoğu’da yaşananlar ülkemizi son derece etkilemiştir. Etrafımızda yıllardır süre gelen bir savaş var, her ne kadar ülke olarak bu savaşın tarafı olmasak da, savaş sınırlarımızda oluyor ve bu süreç bize sıkıntı yaratıyor. Özellikle Irak sonrasında Suriye’de yaşanan savaş ülkemizi son derece etkilemiştir. Dünyada yaşanan göçün toplamı kadar ülkemiz göç almıştır. Yaptığımız insani yardımlardan dolayı bölgede güçlü devlet rüştümüzü her zaman olduğu gibi ispat etmiş bulunmaktayız. Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan bugüne kadar her zaman dünya barışından yana olmuş, bunun için de gerekeni yapmıştır. Bu süreçte de Türkiye, kırmızı çizgilerimizi ihlal etmeye kalkanlara gereken dersi vermiştir. Bunun nedenle biz denizciler ve denizcilik sektörü için önceliğimiz ülkemizdir. ‘Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır.

Dünyada sadece yaşanan ekonomik daralmadan dolayı değil, dünyada yaşanan küresel savaşlardan da tüm sektörler ister istemez etkilenmektedir. 2018 yılında sektör idare işbirliği çerçevesinde çok önemli çalışmalar yaptık. Yeni yılda bu işbirliklerini artırarak devam ettireceğiz. Sektörümüzde yaşanan sorunları çok iyi biliyoruz, birçok sorunla ilgili çözüm konusunda çok önemli adımlar attık. Çözüm bekleyen sorunların sıkı takipçisi olacağım. Bu nedenlerden dolayı çeşitli makamlara ziyaretlerim kesintisiz devam ediyor.

2019’da sektörümüzden beklentilerimiz büyük. Birinci önceliğimiz elbette ki çevre olacak, bu konu bizim olmazsa olmazlarımız arasında. Ama asıl beklentilerim bilim, teknoloji ve marka alanında göğsümüzü kabartacak projelerin hayat bulmasıdır. Değişmeyen tek şey değişimdir. Dünyada yapay zeka ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Gelecekte savaşlar artık siber ortamlarda yapılacak. Akıl almaz bir değişim çağındayız ve bu değişime ayak uydurmak zorundayız. Ayak uyduramazsak, bu vahşi küresel rekabetten de kopmuş olacağız. Bu alanda yapılan her türlü yenilikçi çalışmaya Deniz Ticaret Odası olarak her türlü katkıyı sunacağız.

‘Hepimiz aynı gemideyiz’, bu gemi Türkiye Cumhuriyeti gemisidir. Gerek komşularımızda yaşanan savaştan, gerekse dünya denizlerinde yaşanan ekonomik fırtınanın yarattığı dalgalardan Türkiye gemisi de etkilenmektedir. Burada hepimize görev düşüyor, bu geminin istimini yükseltmek için herkes elinden geleni yapmak zorundadır. Buradan yola çıkarak her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Allah korusun bu gemi batarsa, hepimiz batarız.

Deniz Ticaret Odası olarak, sektörümüzün önünü açacak ve geliştirecek projeler üzerinde de çalışmaya devam ediyoruz. Bu projeler netleşince sizlerle de paylaşacağız. Sorunları yerinde tespit edip, çözüm önerileriyle konunun muhatabına taşıyıp çözüm sunmak için yola çıkmıştık, bugüne kadar da seçim sürecinde söylediğimiz taahhütlerimizi yerine getirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Yeni yılda, yeni ufuklara denizci duyarlılığıyla ve dayanışma içinde yelken açmaya devam edeceğiz.

Allah selamet versin…