DTO AB BÜLTENI EYLÜL 2011

Rumların Doğu Akdeniz’deki Sondaj Çalışmaları AB Gündeminde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY), Amerikalı Noble Energy şirketi ile Kıbrıs Adası’nın güneydoğusundaki Münhasır Ekonomik Bölgenin 12 numaralı bloğunda, doğalgaz sondaj çalışmalarına başlanacağını açıklamasının ardından, GKRY ve Türkiye arasında başlayan gerginlik devam ediyor. Türkiye, Kıbrıs Adası çevresindeki doğal kaynaklarda Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’nin (KKTC) de hakkı olduğunu savunuyor. Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Avrupa Dışişleri Bakanlarının 2-3 Eylül tarihlerinde Polonya’da gerçekleşen gayrı resmi toplantısında, Rumların Doğu Akdeniz’deki gaz sondaj çalışmalarına başlanacağı açıklaması ardından Türkiye’nin Akdeniz'de savaş gemilerinin daha fazla görüneceğini açıklamasını tehdit olarak değerlendirdi. Rumlar, Türkiye'nin davranışının uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve Doğu Akdeniz'de istikrarsızlığa neden olduğunu iddia ediyor. Rumların, AB Dönem Başkanı Polonya'nın Ankara'yı uyarmasını talep ettiği ve olası bir gerginlikte AB'nin yaptırım mekanizmasını çalıştırmaması halinde ise Türkiye ile katılım müzakerelerini tümüyle bloke edeceklerini açıkladıkları söyleniyor. Bununla birlikte, gerginliğin düşürülmesi için bir diğer formül ise enerji faslının müzakerelere açılabilmesi için GKRY’nin daha önce koyduğu vetoyu geri çekmesi olarak ifade ediliyor. İddiaya göre, Türkiye, Rumların doğalgaz arama konusundaki çabalarını engellemeyeceği yönünde taahhüt verir ise AB ile enerji faslında görüşmeler başlayabilecek. Gelişmeler ile ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı ise "Güney Kıbrıs Rum yönetiminin Adanın güneyinde sondaj faaliyetlerine başlaması halinde Türkiye ile KKTC arasında bir Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması yapılması hususunda mutabakata varıldığını" bildirdi. TPAO Akdeniz’de Sondaj için İhaleye Çıkıyor Kıbrıs Rum Kesiminin, Kıbrıs’ın güneydoğusundaki Münhasır Ekonomik Bölge’de doğalgaz sondaj planları çerçevesinde yaşanan gerginlik devam ederken, Türkiye Petrolleri A.O. Akdeniz’de uluslararası ihtilaf olmayan sularda petrol ve doğalgaz aramaları için sismik çalışmaları tamamladığını ve gelecek yıl başlaması planlanan sondaj çalışmaları için gelecek aylarda ihale gerçekleştireceklerini duyurdu. Milli petrol şirketi TPAO, ülkemizin artan petrol ve doğal gaz talebini karşılamak amacıyla yurtiçinde kara alanlarında ve uluslararası ihtilaf olmayan sularda petrol ve doğal gaz arama ve üretim projeleri gerçekleştirmektedir. STCW Konvansiyonu’ndaki Değişikliklere Uyum için Yasa Tasarısı Avrupa Komisyonu, gemi adamlarının asgari eğitim seviyesine ilişkin Birlik müktesebatının, yakın bir geçmişte güncellenen uluslararası standartlar ile uyumlu hale getirilmesi amacı ile bir yasa teklifi hazırladı. Avrupa Birliği’nin ilgili mevzuatının, gemi adamlarının eğitimi ve sertifikalandırılmasına ilişkin Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) üyeleri tarafından 1978 yılında kabul edilen Eğitim, Sertifikalandırma ve Vardiya Konvansiyonu’nda (STCW) son olarak kabul edilen değişiklikler temelinde revize edilmesi öngörülüyor. “Manila değişiklikleri” olarak da adlandırılan STCW Konvansiyonu’ndaki söz konusu değişiklikler şu başlıkları içeriyor: •Tıbbi uygunluk, görev için uygunluk ve alkol bağımlılığına ilişkin güncelleştirilmiş standartlar, •Yeni meslek profillerinin tanımlanması: "elverişli denizciler" (able seafarers) ve "elektro-teknik zabitleri" (electro-technical officers), •Bütün denizciler için güvenlik ile ilgili eğitim, •Daha basit ve net sertifika tipleri. 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren beş yıl süre ile geçerli olacak yeni STCW düzenlemelerine uyum için ilgili AB yasa teklifinin öncelikle Avrupa Parlamentosu ve Konsey tarafından onaylanması gerekmektedir. Avrupa Birliği’nde 2006 yılında yaklaşık 3,8 milyar ton hacme sahip olan deniz taşımacılığı sanayisinin, 2018 yılında 5,3 milyar tona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Dünya çapında, 2008 yılında 1.156 milyon dwt olan kapasitenin 2018 yılında 2.100 milyon dwt’ye çıkması bekleniyor. AB, Avrupa limanlarının rekabetçiliğini korumak için önlem alıyor Avrupa Komisyonu, Avrupa’daki limanların rekabetçiliğini koruyabilmesi ve liman sektöründeki büyük büyüme potansiyelinin desteklenmesi için önlemlerin yer alacağı bir yasal paket önerisini 2013 yılında sunacağını açıkladı. Paketi, Rotterdam Limanı’na gerçekleştirdiği ziyaret sırasında açıklayan Avrupa Komisyonu Ulaştırmadan sorumlu Üyesi Siim Kallas, Avrupa limanlarının gelecek dönemde verimlilik, yatırım, istihdam ve liman şehir ve bölgeleri ile entegrasyon gibi çeşitli zorluklarla karşılanmasının beklendiğinin altını çizdi. Bu süreçte Avrupa’daki limanlara destek olmak için 2013 yılında açıklanacak öneri paketinin; limanlar üzerindeki idari yükün azaltılması, liman finansmanında daha fazla şeffaflığının sağlanması ve liman hizmetlerinin daha rekabetçi bir yapıya kavuşturulması için yasal önlemler içermesi bekleniyor. Öneri paketinin, önümüzdeki yıl Avrupa limanlarının geleceği konulu, Rotterdam’da düzenlenmesi öngörülen konferansın ve kamu istişaresi ve etki analizi çalışmalarının tamamlanmasının ardından şekillendirilmesi bekleniyor. Avrupa Parlamentosu’ndan AB Karadeniz Balıkçılık Politikası için Öneriler Avrupa Parlamentosu (AP), 13 Eylül 2011 tarihinde kabul ettiği rapor ile AB’nin Karadeniz’deki Balıkçılık Politikasında bazı değişiklikler yapılmasını önerdi. AP, Karadeniz’e kıyı devletler arasında daha fazla işbirliği gerçekleştirilmesini, çok yıllı yönetim planları oluşturulmasını ve bölgesel bir yönetim organı tesis edilmesini istiyor. Sosyal Demokratlar Grubu’ndan Bulgar Milletvekili Iliana Malinova Iotova tarafından kaleme alınan rapor, bölge ülkeleri ile işbirliği kapsamında AB’nin Rusya ve Türkiye ile çalışma grupları oluşturmasını öneriyor. Aynı zamanda diğer bölge ülkeleri Ukrayna ve Gürcistan’ın da çalışmalara dahil edilmesinin önemi vurgulanıyor. Karadeniz balıkçılığı için çok yıllı yönetim planları oluşturulması gerektiğini vurgulayan rapor, AB’nin halihazırda uyguladığı yıllık toplam izin verilebilir av miktarı (TAC) uygulamasının bu bölge için tek başına yeterli olmayacağını belirtiyor. Aynı zamanda, Karadeniz için bölgesel bir yönetim organı tesis edilmesini öneren AP, söz konusu kurumun Karadeniz’deki bilimsel enstitü, balıkçılar, üreticiler ve diğer işlemciler arasında iletişim ve koordinasyonu geliştireceğini savunuyor. AB ve ABD Yasadışı, Düzenlenmemiş ve Raporlanmamış Balıkçılığa karşı Güçlerini Birleştirdi Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD); yasadışı, düzenlenmemiş ve raporlanmamış balıkçılık faaliyetlerinin önlenmesine yönelik bir anlaşma imzaladı. Avrupa Komisyonu’nun Denizcilik İşleri ve Balıkçılıktan sorumlu Üyesi Maria Damanaki ve ABD Okyanus ve Atmosfer Ticaret Müsteşarı Jane Lubchenco tarafından 7 Eylül’de imzalanan anlaşma, denizlerdeki biyolojik çeşitliliği korurken, balıkçılık kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını sağlamak adına, AB ve ABD’nin yasadışı balıkçılık ile mücadelede birlikte çalışmasını öngörüyor. Yasadışı, düzenlenmemiş ve raporlanmamış balıkçılık faaliyetlerinin, AB ve ABD’de meşru yollar ile avlanan balıkçılar ile kıyı topluluklarını 23 milyar dolar zarara uğrattığı tahmin ediliyor. Dünya genelindeki deniz ürünleri ithalatında birinci sırada yer alan AB ve Japonya’nın ardından üçüncü sırada yer alan ABD arasında bu alandaki ilk sözleşme özelliği taşıyan anlaşmaya göre, ithal edilen deniz ürünlerinin yasadışı yollardan yakalanmamış olması gerekiyor. Anlaşma; yasadışı, düzenlenmemiş ve raporlanmamış balıkçılık faaliyetleri hakkında AB ve ABD arasında bir bilgi değişim sisteminin tesis edilmesini ve bazı bölgelerdeki kontrol, izleme ve gemi operasyon faaliyetlerinin güçlendirilmesine yönelik daha sıkı tedbirler alınması için bölgesel balıkçılık örgütlerinin teşvik edilmesini öngörüyor. AB ve ABD, BM Gıda ve Tarım Örgütü Balıkçılık Komitesi Liman Devleti Önlemleri Anlaşması’nın diğer ülkeler tarafından onaylanması ve uygulanmasını istiyor. Denizcilik İstihdam ve Rekabet Görev Gücü Raporunu Sundu Denizcilik İstihdam ve Rekabet Görev Gücü (Task Force on maritime employment and competitiveness), gemicilik sanayinde gelecek düzenlemelere ilişkin önerilerin yer aldığı raporunu 20 Temmuz’da Avrupa Komisyonu’na sundu. Görev gücü gerçekleştirdiği çalışma kapsamında esas olarak AB denizcilerini meslekten uzaklaştıran etkenleri ve denizcilerin işe alınmasında işveren teşviklerine yönelik yasal çerçeveyi inceledi. Denizciler ve denizcilerin işe alınması çerçevesinde güvenilir veriye erişmek Görev Gücü tarafından bir engel olarak rapora not düşülürken, rapor, özellikle uluslararası seferlerde AB vatandaşı olmayan denizcilerin işe alınmasında açık bir artış eğilimi olduğunu ortaya koymaktadır. Bazı üye devletlerinde son dönemde alınan önlemler olmasına rağmen, Avrupalı zabitlerin işe alınması ve işin muhafaza edilmesinde sorunlar olduğuna dikkat çekmektedir. Görev Gücünün hazırladığı rapor, işe alma, eğitim, kariyer yolları, yeni teknolojilere erişim dahil gemide çalışma ve yaşam koşulları, denizcilere yönelik yasal ve idari muamele, korsan tehdidi, devlet yardımı ve istihdam gibi alanlarda düzenleyici çerçeveye ilişkin öneriler sunuyor. Avrupa Komisyonu eski Ulaştırma Genel Müdürü Sir Robert Coleman’ın başkanlığında 12 üyeden oluşan Denizcilikte İstihdam ve Rekabet Görev Gücü, Avrupa Komisyonu’nun, “2018 yılına kadar AB’de denizcilik taşımacılığına” ilişkin hedef ve önerilerinin yer aldığı Bildirisi çerçevesinde kurulmuştur. Görev Gücünün amacı, Avrupa filosunun rekabet gücünün, AB’li denizciler için sosyal gereksinimler dikkate alınarak geliştirilmesi için yeni yollar benimsenmesinde yardımcı olmaktır. http://ec.europa.eu/transport/maritime/seafarers/doc/2011-06-09-tfmec.pdf adresinde yer alan Rapor, Avrupa Komisyonu tarafından 2011 yılı içerisinde yayımlanması beklenen “Deniz Taşımacılığında Sosyal Gündem” için altyapı oluşturmaktadır. Baltık Denizi’nde 2012 için İzin Verilebilir Avlanma Oranları Baltık Denizi’nde balıkçılığın çevre ve ekonomik olarak sürdürülebilir kılınması için Avrupa Komisyonu 2012 yılı için yıllık izin verilebilir toplam av miktarlarına (TAC) ilişkin önerisini açıkladı. Avrupa Komisyonu tarafından 15 Eylül’de açıklanan ve Balıkçılık Bilimsel, Teknik ve Ekonomik Komitesi (STECF) ve Uluslararası Deniz Araştırmaları Konseyi’nin (ICES) önerileri doğrultusunda hazırlanan taslak yasaya göre; çaça, somon ve pisibalığı gibi türler dahil olmak üzere birçok önemli türün Baltık Denizi’nde avlanmasına ilişkin 2012 yılında büyük indirimler öneriliyor. Öneriye göre, yıllık izin verilen avlanma kotaları; somon balığı için ana havzada %80 ve Finlandiya Körfezi’nde %30, çaça balığı için %26 ve pisibalığı için tedbiri olarak %25 düşürülüyor. Komisyon, sadece Baltık morinası (%15) ve ringa balığının bazı türleri için (Batı ringa balığı için %32 ve Bothnia Körfez ringası için %2) avlanma oranlarında artış öneriyor. Baltık Denizi’nde toplam izin verilen av miktarlarının kısıtlanmasının yanı sıra Avrupa Komisyonu, balıkçıların denizde avlanmasına izin verilen gün sayısının da geçen sene uygulanan toplam süre ile aynı tutulmasını öneriyor. AP Komitesi AB-Cape Verde Balıkçılık Anlaşmasını Onayladı Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Balıkçılık Komitesi, AB ve Cape Verde arasında imzalanması öngörülen balıkçılık anlaşmasını onayladı. AP Balıkçılık Komitesi, Liberaller ve Demokratlar Grubu’ndan İrlandalı Milletvekili Pat the Cope Gallagher tarafından hazırlanan rapor uyarınca, AB-Cape Verde Ortaklık Anlaşmasının imzalanmasını 31 Ağustos’ta onayladı. Karar, AP Genel Kurulu’nda Ekim ayında oylanacak. AB-Cape Verde Ortaklık Anlaşması, AB’nin Cape Verde’ye yılda €435,000 yardım gerçekleştirmesini ve AB için 28 ton balığı gırgır teknesi (16 İspanyol ve 12 Fransız), 35 yüzey parakete (26 İspanyol ve 9 Portekiz) ve 11 yelken ve hat gemi (7 İspanyol ve 54 Fransız) ile Cape Verde sularında yılda 5.000 ton balıkçılık yapılması imkanını sağlıyor. AB Ulaştırma Bakanları Gayri Resmi Toplantısı: Kamu-Özel Ortaklıkları Avrupa ve dünya genelindeki mevcut ekonomik kriz nedeniyle, kamu fonlarının ulaştırma altyapısının gelişimi için artık yeterli olmadığı bir ortamda, Avrupa Birliği (AB) Ulaştırma Konseyi Kamu-Özel Ortaklıklarını (PPP) ele aldı. AB ülkelerinin ulaştırmadan sorumlu bakanlarının 5-6 Eylül tarihlerinde Polonya’nın Sopot kentinde gerçekleşen gayri resmi toplantısında, ulaştırma sektörünün kamu fonu haricindeki kaynaklardan finanse edilmesi ve Kamu-Özel Ortaklıklarına (PPP) ilişkin deneyimler tartışıldı. AB Başkanlığı görevini yürüten Polonya tarafından yönetilen toplantıya; Üye Devlet Bakanları, Avrupa Komisyonu’nun Ulaştırmadan sorumlu Üyesi Siim Kallas, AP Ulaştırma ve Turizm Komitesi (TRAN) Başkanı Brian Simpson ile Avrupa Yatırım Bankası ve AB’de PPP projeleri yürüten Vinci Grubu temsilcileri katıldı. AB’ye sonradan katılan yeni üyeler, tek bir Avrupa kamu-özel sektör ortaklığı (PPP) modeli için çağrıda bulunurken, Fransa ve İngiltere gibi eski üyeler, PPP kapsamında bir Avrupa modeli oluşturmanın gerekli olmadığını savundu. Toplantı sonucunda, ulaştırma sektöründeki altyapı finansmanında Kamu-Özel Ortaklıklarının elzem olduğunun altı çizilirken, kamu fonlarının halen temel finans kaynağı olduğu kaydedildi. Bununla birlikte, Üye Devletler, PPP projelerinin iyi uygulamalarından oluşan bir AB katalogu hazırlanması ve Avrupa Komisyonu tarafından finansmanda PPP’lerin desteklenmesi hakkında bir öneri sunulmasına karar verdi. AB’de 2010 yılında başarı ile tamamlanan 112 PPP projesinin toplam değeri €18,3 milyar olduğu belirtiliyor. 29. Türkiye-AB KİK Toplantısı Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi’nin 29. Toplantısı, 15 Eylül’de İstanbul’da yapıldı. Türkiye’nin AB katılım sürecinin sivil toplum kuruluşlarıyla değerlendirilmesi amacı ile 3 yıldan beri düzenlenen Komite’nin 29. toplantısı Türkiye tarafı Eşbaşkanı Mustafa Kumlu ve Avrupa Birliği tarafı Eşbaşkanı Arno Metzler’in ev sahipliğinde gerçekleşti. Toplantıya; Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ve Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komite Başkanı Stefan Nilsson’un yanı sıra, TOBB, TESK, TİSK, TZOB, HAK-İŞ, KAMU-SEN ile Türkiye ve Avrupa Birliği kanadından KİK üyeleri katıldı. Toplantıda Türkiye’nin yılın ikinci çeyreğinde yakaladığı 8,8’lik büyüme oranına değinilerek, ekonomideki büyümenin Türkiye’nin potansiyelini ortaya koyduğuna dikkat çekildi. İş dünyasının Türkiye’nin AB katılım sürecini desteklemeye devam ettiğinin kaydedildiği toplantıda, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde yaşanan Arap Baharı’na ilişkin olarak Nilsson, Türkiye'nin bu ülkeler için önemli bir örnek olduğunu belirtti. Yılda iki kez toplanan Karma İstişare Komitesi, Türkiye ile AB arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi ve sosyal ve ekonomik diyaloğun kurumsallaşması amacını taşıyor. AB Ekonomik ve Sosyal Komitesi'nden ve Türkiye'nin çeşitli ekonomik ve toplumsal çıkar gruplarından eşit sayıda üyeyi temsil eden Komite, Ortaklık Konseyi'ne sunmak amacıyla bağlayıcı olmayan öneri niteliğinde görüşler hazırlıyor. AB Ülkelerinin Anayasaları Türkçeye tercüme edildi Adalet Bakanlığı, Türkiye’de 1 Ekim’de başlayacak yeni Anayasa hazırlık çalışmalarında referans kaynak olarak kullanılmak üzere bazı Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin Anayasalarının Türkçeye tercüme edilmesini sağladı. Anayasası tercüme edilen ülkeler arasında; Almanya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Fransa, İtalya, İrlanda, İspanya, Hollanda, Polonya ve Portekiz yer alıyor. FRONTEX Ajansının Yetkileri Genişletiliyor Avrupa Birliği’nin Sınır Koruma Ajansı Frontex’in yetkilerinin yeni çalışma döneminde arttırılması öngörülüyor. Yeni alınan kararlara göre Frontex, yasadışı göç ile mücadele çerçevesinde kendi sınır koruma memurlarını talep edebilecek ve helikopter ve diğer araçlar gibi teknik ihtiyaçlarını kendisi karşılayabilecek. Sınır koruma faaliyetleri kapsamında Frontex’e daha fazla bağımsızlık kazandıran söz konusu yetkilerin yanı sıra, yeni düzenlemede insan haklarının korunmasının daha iyi denetlenmesi de yer alıyor. AB 6. Çevre Eylem Planı’na ilişkin Final Değerlendirme Raporu yayımlandı Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği’nde yürürlükte olan 6. Çevre Eylem Planı’na (6. ÇEP) ilişkin nihai değerlendirme raporunu 31 Ağustos tarihinde yayımladı. Planın final değerlendirme raporu, 6. Çevre Eylem Planı’nın, özellikle ‘toprak’ alanındaki eksiklikler dışında, diğer tematik alanlarda bir çevre politikası çerçevesi sağlaması açısından başarılı olduğunu değerlendiriyor. Geçen on yıl içerisinde Natura 2000 ağının AB kıtasal alanının %18’ini kapsayacak şekilde genişletilmesi, kapsamlı bir kimyasallar politikasının benimsenmesi ve iklim değişimi eylem politikasının kabulü özellikle başarılar arasında kayda geçiyor. AB karar alma sürecinde ortak karar alma prosedürünün sınırlarını genişleten Lizbon Antlaşması’nın, çevre ile ilgili yasa ve projeleri daha meşru hale getirdiğinin altını çizen rapora göre; AB çevre politikası, akıllı, sürdürebilir ve kapsayıcı bir büyüme için Avrupa 2020 Stratejisi kapsamında gelecek on yıl içerisinde özellikle iklim, ulaştırma ve biyolojik çeşitliliğin yanı sıra, kaynak verimliliğine odaklanacak. Ayrıca, su, hava kirliliği, atık mevzuatı ve sürdürülebilir tüketim ve üretim alanlarında girişimler gerçekleştirilecek. 2011-2012 tarihleri arasında yürürlükte olan 6. ÇEP; iklim değişimi, doğa ve biyolojik çeşitlilik, çevre ve sağlık ve doğal kaynakların yönetimi olmak üzere dört temel alanda AB’nin çevresel hedef ve eylem çerçevesini şekillendiriyor. AB, 6. ÇEP kapsamında hava, atık önleme ve geri dönüşüm, deniz çevresi, toprak, pestisitler, doğal kaynaklar ve kentsel çevre olmak üzere yedi tematik alanda düzenleme yapıyor. AB kreozotun endüstriyel kullanımına da kısıtlama getiriyor Avrupa Birliği (AB), katran ruhu olarak da bilenen kreozotun, tüketici kullanımının ardından, endüstriyel kullanımına da büyük kısıtlamalar getiriyor. Tüketiciler tarafından kullanımı 2003 yılından itibaren yasak olan kreozot, ahşap demiryolu traversi, elektrik direkleri ve çit yapımı gibi işlerde kullanılan bir toksik kimyasal madde. AB’de 1 Mayıs 2013 tarihinde yürürlüğe girecek yeni düzenlemeye göre, bir işletme izin ruhsatı bulunmaması halinde bu tarihten itibaren kreozotu AB pazarında satışa sunamayacak. AB, Dış Enerji Politikasında Birlikte Hareket Etmek Üzere Önlemler Alıyor Avrupa Komisyonu, 7 Eylül tarihinde, Üye Devletlerin, Avrupa Birliği (AB) için öncelikli dış enerji politikalarında birlikte hareket etmesi için ilk kez kapsamlı bir strateji sunan “Enerji tedarik güvenliği ve uluslararası ilişkiler – AB Enerji Politikası: Sınır Ötesindeki Ortaklar ile İşbirliği” konulu bir bildirim yayımladı. Uluslararası örgütler nezdinde tek bir AB pozisyonunun benimsenmesi, kilit ülkeler ile kapsamlı enerji ortaklıklarında Üye Devletler arasında koordinasyonun ve şeffaflığın sağlanması ve AB için net önceliklerin uygulamaya konması amacı taşıyan yeni strateji aşağıda sıralanan önlemler dahil olmak üzere toplam 43 eylem önerisi içeriyor: •Üye Devletlerin, üçüncü ülkeler ile enerji alanında gerçekleştirdiği uluslararası anlaşmalar hakkında diğer ülkeleri bilgilendirmesi zorunlu olacaktır. Avrupa Komisyonu, ikili anlaşmaların AB müktesebatı ve AB’nin enerji tedarik güvenliği politikası ile uyumlu olup olmadığı konusunda görüş bildirebilecektir. •AB'nin temel amacı ve işlevi çerçevesinde gerekli olduğu takdirde üçüncü ülkeler ile enerji anlaşmaları AB düzeyinde müzakere edilecektir. •AB, Güney Akdeniz ülkeleri ile yenilenebilir enerji projelerinde yeni bir ortaklık önerecektir. •AB, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) dahil olmak üzere, çok taraflı görüşmelerde uluslararası bağlayıcılığı olan nükleer güvenlik standartlarının savunucusu olacak ve AB'ye komşu ülkelerin nükleer güvenlik testlerinin genişletilmesi hedefini güdecektir. •AB kalkınma politikası, en az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için sürdürülebilir enerjiye erişimin güçlendirilmesine daha fazla önem verecektir. Komisyon, bildirim ile birlikte hükümetler arası iletişimin sağlanması için Üye Devletler ile üçünü ülkeler arasında bir bilgi değişim mekanizması tesis edilmesini önerdi. Güney Koridor için AB, Azerbaycan ve Türkmenistan arasında resmi müzakereler başlıyor Avrupa Birliği (AB), Güney Koridor boru hattının tamamlanması adına Azerbaycan ve Türkmenistan ile bir altyapı destek anlaşması imzalanması için müzakerelere başlıyor. AB, Azerbaycan ve Türkmenistan arasında tesis edilmesi öngörülen Trans Hazar Boru Hattı Sistemi’ni inşa etmek için yasal olarak bağlayıcı bir anlaşmayı, Üye Devletler adına AB’nin müzakere etmesi onaylandı. Antlaşma, Avrupa Komisyonu’nun, AB adına müzakereleri yürütmesinin tüm üye devletler tarafından onaylanmasının ardından sonuçlandırılabilecek. Trans-Hazar Boru Hattı Anlaşması, Türkmenistan’ı Azerbaycan'a bağlayan bir denizaltı boru hattının inşası ve söz konusu botu hattının Orta Asya'dan AB’ye gaz taşıyan sisteme bağlanmasına ilişkin altyapının birleştirilmesi, inşası ve işletimine ilişkin tarafların yasal yükümlülüklerini ortaya koyacak. Bilgilerinizi arz ve rica ederiz. Saygılarımızla, Murat TUNCER Genel Sekreter Dağıtım: Gereği Bilgi: Tüm Üyelerimiz (Web) - Sn. Sefer KALKAVAN TOBB DTO’ları Konsey Başkanı - Sn. Erol YÜCEL TOBB Türkiye Deniz.MeclisiBşk. - Meclis Başkanlık Divanı - Yönetim Kurulu Bşk. ve Üyeleri