Nisan-Mayıs 2021

IMO, Gine Körfezi’nde yaşanan deniz haydutluğuna karşı daha etkin harekete geçilmesi çağrısında bulundu.

Uluslararası Denizcilik Örgütü (International Maritime Organization –IMO), deniz taşımacılığı emniyetini ve gemi insanlarının hayatlarını ve refahını tehdit eden Gine Körfezi’ndeki saldırıların sayısında ve büyüklüğündeki artışın önüne geçmek için daha fazla iş birliği ve eylem çağrısında bulunmuştur.

IMO, Gine Körfezi’ndeki silahlı soygun ve deniz haydutluğu sorununu ele almak üzere tavsiye edilen faaliyetlere ilişkin Deniz Güvenliği Komitesi (Maritime Safety Committee-MSC) tarafından kabul edilen kararda; Üye Devletlerine, ulusal makamlara, Birleşmiş Milletler’e (United Nations-UN) ve diğer ilgili organizasyonlara deniz haydutlarına uluslararası hukuka ve yerel hukuki çerçevelere uygun olarak ilgili yargı mevkilerinde dava açmaya ve tutuklamaya yönelik kanun yaptırımlarını güçlendirme çağrısında bulunmaktadır.

IMO ayrıca, uluslararası hukuka uygun şekilde, kıyı devletlerinin özerklik, egemenlik hakkı ve toprak bütünlüğüne saygı duyularak gemilere yardımcı olmak için refakat eden güvenlik gemileri gibi mevcut koruma çözümleri uygulamasının geliştirilmesine yönelik çağrıda bulunmaktadır.

Üye devletler, ulusal makamlar, Birleşmiş Milletler ve diğer ilgili organizasyonlar, Gine Körfezi’ndeki Denizcilik İş birliği Forumu’nun (Gulf of Guinea Maritime Collaboration Forum-GoG-MCF/SHADE GoG) yanı sıra G7++ Gine Körfezi Müttefik Grubu (G7 Group of Friends of the Gulf of Guinea-G7++ FoGG) gibi diğer platformlara da daha yüksek katılımı desteklemek için teşvik edilmektedir. Söz konusu teşvik, bölgedeki denizcilik emniyetini ve güvenliğini geliştirmeye ve bölgesel deniz devriyesi ve koruması için iş birliği mekanizmalarının güçlendirilmesini kolaylaştırmaya yardımcı olacaktır.

Söz konusu karar, denizcilikte işlenen suçlar ve yasadışı faaliyetler hususunda bilgi paylaşımı, Gine Körfezi Ticareti İçin Deniz Alanı Farkındalığı (Maritime Domain Awareness for Trade for the Gulf of Guinea–MDAT GoG) gibi deniz alanı farkındalığının ve yüzey ve/veya hava devriyesi kapasitelerinin kullanımı da dahil olmak üzere tüm önemli paydaşlar ile daha geniş ölçekli bir iş birliği ihtiyacını vurgulamaktadır.

Söz konusu karar, Gine Körfezi’ndeki gemilere yönelik gerçekleştirilen deniz haydutluğunu ve silahlı soygunu engellemek için bölgede devam etmekte olan diğer çalışmaları memnuniyetle karşılamaktadır. Bu çalışmalar arasında, deniz haydutluğu karşıtı kanunların tasarlanması, Nijerya Devleti’nin “Deep Blue Projesi”, Bölgelerarası Koordinasyon Merkezi (Interregional Coordination Centre-ICC Yaounde) ve hala kuruluş aşamasında olan Yaoundé Mimarisi Bölgesel Entegrasyon Sistemi (Yaoundé Architecture Regional Integration System-YARIS) de bulunmaktadır.

IMO ve deniz taşımacılığı sektörü, Gine Körfezi’nde gemilere karşı gerçekleştirilen deniz haydutluğu ve silahlı soygun vakalarını ve gemi insanlarının ve/veya yolcuların kaçırılmasını engellemesi amacıyla deniz güvenliği tedbirlerinin uygulanmasına yönelik teknik yardım sağlanması da dahil olmak üzere çalışmaları desteklemektedir.

IMO’ya bildirilen raporlara göre, Gine Körfezi’nde (Batı Afrika) 2020 yılı içerisinde toplam 112 gemi insanının kaçırıldığı/kaybolduğu 90 vaka gerçekleşmiştir. Söz konusu artış, 2020 yılı içerisinde tüm dünya genelinde gemilere karşı gerçekleştirilen toplam 226 silahlı soygun ve deniz haydutluğu vaka ve teşebbüslerinin önemli bir kısmını teşkil etmektedir. 2021 yılı içerisinde bugüne kadar, Batı Afrika bölgesinde 23 olay rapor edilmiştir. 

IMO, gemi insanlarının öncelikli aşılanmasını teşvik etmektedir.

IMO Deniz Güvenliği Komitesi, gemi insanlarının deniz taşımacılığı ve tüm dünya için yapmakta oldukları eşsiz ve hayati çalışmaları göz önünde bulundurarak, COVID-19 aşılaması hususunda öncelikli olarak aşılanmaları gerektiğini vurgulamıştır.

MSC tarafından “COVID-19 aşılamasında gemi insanlarına öncelik verilmesine ilişkin tavsiye edilen adımlar (Recommended action to prioritize COVID-19 vaccination of seafarers)” konulu karar kabul edilmiştir. Söz konusu karar, üye devletlere ve ilgili ulusal yetkililere, mümkün olması halinde COVID-19 ulusal aşılama programlarında gemi insanlarına aşı konusunda öncelik vermelerini tavsiye etmektedir.

Sınırlar arasında sık sık seyahat eden gemi insanlarının “kilit çalışan” olarak belirlenmeleri gerektiği ifade edilerek, gemi insanlarının ülkeye girişlerinde COVID-19 aşısı olduklarına dair herhangi bir ulusal kanunun gerektirdiği kanıttan muaf tutulmaları da tavsiye edilmektedir.

Söz konusu karar, COVID-19 aşılarına erişimin dünya genelinde önemli ölçüde istikrarsız ve sınırlı olduğunu belirterek ülkeler arasındaki iş birliğinin önemine vurgu yapmakta ve gemi insanlarının sınırlar arasında güvenli geçişlerini kolaylaştırmak için en kısa zamanda aşılanarak korunmaları gerektiği görüşünü teyit etmektedir.

30 ülke deniz çöpleri ile mücadele etmek amacıyla bir araya geliyor.

Deniz taşımacılığı ve balıkçılık sektörlerinden kaynaklanan deniz plastik çöplerini azaltmaya yardımcı olacak uluslararası ölçekteki bir proje olan GloLitter Ortaklıklar Projesi, (GloLitter Partnerships Project) 30 ülkenin katılımıyla başarılı bir şekilde uygulanmaya hazırdır. Söz konusu küresel girişimde Asya, Afrika, Karayipler, Latin Amerika ve Pasifik bölgeleri temsil edilecektir.

GloLitter Ortaklıklar Projesi, IMO ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (Food and Agriculture Organization of the United Nations - FAO) tarafından uygulanmakta olup, projenin ilk fonlanması Norveç Kalkınma İşbirliği Ajansı (Norwegian Agency for Development Cooperation-Norad) aracılığıyla Norveç hükümeti tarafından gerçekleştirilmiştir.

Söz konusu projeyle, deniz taşımacılığı ve balıkçılık sektörlerinin gelecekte düşük plastik kullanıma doğru yönelmelerine yardımcı olunması amaçlanmaktadır. Proje, bahse konu sektörlerden kaynaklanan deniz plastik çöpünün önlenmesi, azaltılması ve kontrol altına alınmasına yönelik en iyi uygulamaları hayata geçirmeleri konusunda gelişmekte olan ülkelere destek sunacaktır.

10 ülke “Öncü Paydaş Ülkeler” (Lead Partnering Countries - LPCs) olarak onaylanmış, 20 ülke ise GloLitter Projesi’nin “Paydaş Ülkeleri” (Partnering Countries - PCs)  olarak seçilmiştir.

Söz konusu 10 Öncü Paydaş Ülke: Brezilya, Kosta Rika, Fildişi Sahili, Hindistan, Endonezya, Jamaika, Kenya, Madagaskar, Nijerya ve Vanuatu’dur.

20 Paydaş Ülke ise: Arjantin, Yeşil Burun Adaları, Kolombiya, Ekvator, Gambiya, Mozambik, Nikaragua, Panama, Peru, Filipinler, Senegal, Sri Lanka, Solomon Adaları, Sudan, Tanzanya, Tayland, Timor-Leste, Togo, Tonga ve Vietnam’dır.

Söz konusu ülkeler, proje üzerinde bölgesel desteğin oluşması için birlikte çalışacaklardır.

Petrol sızıntısına hazırlık ve müdahale konusunda yeni webinar serileri başlatıldı.

COVID-19 pandemisine rağmen, petrol sızıntısını önlemeye ilişkin küresel çalışmalar devam etmektedir. Petrol sızıntısına hazırlıklı olma ve müdahale etme konulu yeni webinar serisinin ilki, Batı, Orta ve Güney Doğu Afrika Küresel Girişimi (The Global Initiative for West, Central and Southern Africa – GIWACAF) Projesi tarafından 14 Nisan 2021 tarihinde gerçekleştirilmiştir.

Söz konusu webinarda, Ulusal Petrol Sızıntısı Acil Durum Planı (National Oil Spill Contingency Plan - NOSCP) geliştirilmesi hususuna odaklanılmıştır. Uluslararası Tanker Sahipleri Kirlilik Federasyonu (International Tanker Owners Pollution Federation - ITOPF) ve Petrol Sızıntısına Karşı Hazırlıklı Olma ve Müdahale Etme Danışmanları (Oil Spill Preparedness and Response Consultants - OTRA) tarafından Ulusal Petrol Sızıntısı Acil Durum Planının gelişme süreci, içeriği ve planın etkili uygulanmasının önemine değinilmiştir.

Diğer webinarlarda; atık yönetimi, dağıtıcıların kullanımı, vahşi hayvan kaçakçılığına müdahale ve petrol sızıntısının gerçekleşmesi durumunda tazminat ve sorumluluk ile ilgili konular işlenecektir.

GIWACAF Projesi kapsamında, petrol sızıntısına hazırlıklı olma ve müdahale etme konusundaki ilk webinar serisi 2020 Haziran ayında başlamıştır. Söz konusu proje, uluslararası mevzuatlara uygunluğu sağlamak amacıyla müdahale teknikleri veya uygulanan yasal ve kurumsal araçlar gibi müdahale planlarının geliştirilmesinde ülkelere yardımcı olmuştur.

GIWACAF Projesi, deniz petrol sızıntısına müdahale etmek ve hazırlıklı olmak amacıyla Batı, Orta ve Güney Afrika’daki 22 ortak ülkenin kapasitesini geliştirmek için IMO ve Uluslararası Petrol Endüstrisi Çevre Koruma Derneği (International Petroleum Industry Environmental Conservation Association – IPIECA) arasındaki bir iş birliği projesidir.

IMO –AB deniz teknolojisi iş birliği merkezi Network projesinin tarihi uzatıldı.

Bölgesel deniz teknolojisi iş birliği merkezleri aracılığıyla, gelişmekte olan ülkelerde deniz taşımacılığından kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılmasını desteklemeye yönelik Küresel MTCC Network Projesi 2020 Mart ayına kadar uzatılmıştır.

Söz konusu projenin tarihinin uzatılması, projenin karbonsuzlaşmaya ilişkin pilot projelerine ve eğitimlerine devam edilmesini ve uzun dönemde finansal sürdürülebilirliğini sağlayacaktır.

Küresel MTCC Network Projesi, gelişmekte olan ülkeleri denizcilik sektöründeki karbonsuzlaşmaya doğru ilerleme konusunda destekleyerek denizcilik sektöründeki enerji verimliliğini geliştirmek amacıyla IMO tarafından uygulanmakta ve Avrupa Birliği (European Union-EU) tarafından fonlanmaktadır.

Söz konusu Proje, deniz taşımacılığından kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılmasına ilişkin IMO Başlangıç Stratejisinin uygulanmasını desteklemektedir.

Afrika, Asya, Karayipler ve Pasifik bölgelerinde bulunan dört Deniz Teknolojisi İş Birliği Merkezi, kuruldukları tarih olan 2017’den bu yana güçlü bölgesel ağlar kurmuştur. Söz konusu merkezler, deniz enerji verimliliği ve deniz taşımacılığından kaynaklanan sera gazı emisyonları alanındaki teknik uzmanlıkla birlikte önemli bölgesel oyuncular haline gelmektedir.

Söz konusu merkezler, bir dizi pilot projeyi yürütmekte olup, liman enerji denetimlerini tamamlamış ve üç ülkede şube kurmuşlardır.

Deniz Teknolojisi İş Birliği Merkezleri COVID-19 pandemisi sırasında, alternatif planlar geliştirerek paydaşlarla iletişimine devam etmiş ve 2020 yılında 10 etkinlik gerçekleştirmiştir.

Yerel ve bölgesel ortakları desteklemek için kaynakların artırılmasına yardımcı olan Merkezlerin deniz taşımacılığındaki karbonsuzlaşma hususuna ilişkin talep edilen değişiklikleri öne çıkarmak amacıyla IMO tarafından uygulanan diğer projeler ile de bağlantıları bulunmaktadır.

IMO bölgesel webinarı, balıkçılık sektörü için emniyetin artırılmasını hedefliyor.

Denizcilik ve balıkçılık alanlarındaki karar alıcılar, balıkçılık emniyetini önemli ölçüde geliştirecek bir araç olan 2012 Cape Town Anlaşması’nın (Cape Town Agreement) faydalarını ve zorluklarını ortaya koyan bir webinara aktif katılım sağlamışlardır.

13-14 Nisan 2021 tarihlerinde gerçekleşen webinarda, Orta Doğu, Kuzey Afrika ile Akdeniz Ülkelerinden paydaşlar, henüz yürürlüğe girmemiş olan Anlaşma’nın kabul edilmesine yönelik kaydetmiş oldukları gelişmeleri paylaşmışlardır.

2012 Cape Town Anlaşması imzacı ülke bayraklı 24 metre ve üzerindeki uzunlukta olan gemilere ilişkin asgari emniyet standartlarını ortaya koymaktadır. Söz konusu Anlaşma, açık denizlerde faaliyet gösteren ve uzunluk gereksinimlerini karşılayan toplam 3,600 balıkçı gemisine sahip en az 22 Devlet tarafından onaylandıktan 12 ay sonra yürürlüğe girecektir. Anlaşma halihazırda 16 devlet tarafından onaylanmıştır.

Söz konusu webinarda yer alan konuşmacılar, anlaşmanın onaylanmasının tarafların, kendi bölgesel sularında avlanmakta olan tüm balıkçı teknelerinden aynı emniyet standartlarını, hiçbir iltimas olmaksızın, talep etme yetkileri olduğu için eşit bir uygulama alanı sağlaması gibi pek çok yararını vurgulamıştır.

Anlaşma ayrıca, balıkçılık filosunun uyumlaştırılmış denetimlerine yönelik hususları belirtmektedir.

Katılımcı Üye Devletlerinin balıkçı filolarının ölçüleri ne olursa olsun (çoğu balıkçı gemisi 24 metre uzunluk şartının altında kalabileceğinden) anlaşmayı kabul etmeleri özellikle tavsiye edilmektedir. Zira anlaşmaya taraf olmaları bu konudaki küresel tartışmaya katkı sağlamalarını ve gidişatını şekillendirmelerini sağlayacaktır.

Ülkeler ayrıca, kendi balıkçı filolarının emniyetini arttıracak olan ulusal düzenlemeyi oluşturmak amacıyla anlaşmanın üslubunu şablon olarak kullanabilirler.

Etkinlikte yer alan konuşmacılar, ciddi sayılara ulaşan balıkçı teknesi personeli ölümleri ve kaybolan balıkçı teknesi sayısını azaltabilme potansiyeli dolayısıyla anlaşmanın onaylanmasının önemini vurgulanmıştır.

IMO tarafından Pew Charitable Trusts iş birliğiyle düzenlenen “Orta Doğu, Kuzey Afrika Akdeniz Ülkeleri Webinarı” devam eden bölgesel webinar serilerinin üçüncüsüdür.