DTO 2010 AB TEMMUZ BÜLTENI

Türkiye Avrupa Birliği üyelik müzakereleri kapsamında İspanya Dönem Başkanlığı’nın son günü olan 30 Haziran’da Gıda Güvenliği Veterinerlik ve Bitki Sağlığı başlığı açıldı. İspanya, Dönem Başkanlığı süresince Türkiye ile üç veya dört başlık açılmasını planlanmıştı. Ancak, bazı başlıklarda açılış kriterlerinin Türkiye tarafından yerine getirilememesi ve Topluluk içinden siyasi engeller nedeni ile başlıklardan ancak bir tanesi açılabildi. Söz konusu başlık Türkiye’nin 2005 yılından bu yana Avrupa Birliği ile sürdürdüğü üyelik müzakerelerinde açılan on üçüncü başlık oldu. Başlığın açılmasına ilişkin olarak Brüksel’de gerçekleşen toplantının ardından İspanya Dışişleri Bakanı Miguel Angel Moratinos Türkiye ile müzakerelerin halen canlı olduğunu belirterek İspanya’nın Türkiye’nin stratejik önemini savunmaya devam edeceğini açıkladı. Avrupa Birliği’nin Genişlemeden sorumlu Komisyon Üyesi Stefan Füle ise söz konusu başlığın açılmasının Türkiye’nin reform çabalarının ve Türkiye’nin üyeliğinde Avrupa Birliği’nin taahhütlerinin gerçekliğine ilişkin birer kanıt niteliğinde olduğunu belirtti. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik müzakerelerine ilişkin olarak 35 başlık bulunuyor; bugüne kadar on üçü açılan başlıkların on sekizinin açılması için siyasi engel bulunuyor. 1 Temmuz – 31 Aralık 2010 tarihli Belçika’nın AB Dönem Başkanlığı süresince de en az bir yeni başlığın müzakereye açılması bekleniyor. Bakanlar Düzeyinde AB-Türkiye Siyasi Diyalog Toplantısı İstanbul’da gerçekleşti AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve AB Genişleme Komiseri Stefan Füle, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile 14 Temmuz tarihinde İstanbul’da Bakanlar Düzeyinde Siyasi Diyalog Toplantısı’nı gerçekleştirdi. Toplantıda İsrail tarafından sivil yardım gemisine düzenlenen saldırı, Orta Doğu, Orta Asya, enerji güvenliği ve terörle mücadele gibi birçok konunun gündeme geldiği açıklandı. Görüşmeyi olumlu değerlendiren AB Yüksek Temsilcisi Ashton, Türkiye’nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik hedefine atıfta bulunarak AB’nin bu doğrultuda hareket ettiğini; barış ve refahı koruyarak, koordinasyon faaliyetlerini arttırmaya çalıştıklarını vurguladı. Aynı zamanda, Türkiye’de yaşanan terör olaylarını da kınayan Ashton, Türkiye’nin aktif dış politika izlemesinin AB çıkarları ile örtüştüğünü belirterek, Türkiye'nin İran ile yaşanan sürece de olumlu katkı sunacağına inandıklarını açıkladı. Genişlemeden sorumlu Komisyon Üyesi Füle ise AB’nin Türkiye’nin üyeliği konusundaki kararlılığı çerçevesinde hiçbir şekilde bir tereddüt olmaması gerektiğinin altını çizerek, AB’nin Türkiye ile müzakere sürecinin yavaşlamasından hoşnut olmadığını ve sürecin hızlandırılması için tüm çabanın gösterildiğini dile getirdi. Türkiye Gümrük Birliği ve vize ile ilgili sorunlarını dile getirdi 22 Haziran tarihinde Brüksel’de gerçekleştirilen toplantıda Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan ile Avrupa Birliği Ticaretten sorumlu Komisyon Üyesi Karel De Guht bir araya geldi. Toplantının başlıca konularını Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne ilişkin sorunları ve vize konusu oluşturdu. Bakan Çağlayan, Avrupa Birliği’nin Meksika ve Cezayir ile Serbest Ticaret Antlaşmalarını örnek göstererek bu ülkelerin Gümrük Birliği sayesinde Türkiye pazarına gümrüksüz ihracat gerçekleştirilebildiğini ancak Türkiye’nin bu ülkelere karşı aynı hakka sahip olmadığını belirtti. Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin ihracatında beşinci, ithalatında ise yedinci sırada olduğunu belirten Bakan Çağlayan, Avrupa Birliği’nin toplamda Türkiye ticaretinin %57,8’ini oluşturduğunu belirtti. Vize hususunda ise Birliğin, henüz üyelik müzakerelerine başlamayan Balkan ülkelerine vize kolaylığı getirdiğini vurgulayan Bakan, Türkiye’ye yönelik devam eden vize uygulamalarını eleştirdi. AB limanlarına giriş yapan gemilerin bildirim kurallarını düzenleyen Taslak Yönerge kabul edildi Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu, Avrupa limanlarına giriş yapan ve ayrılan gemilere uygulanacak bildirim formaliteleri hakkında taslak yönerge üzerinde anlaşmaya vardı. AB’de ortak bir elektronik iletişim sistemi kurarak “raporlama prosedür ve formalitelerinde” bir standart oluşturmayı hedefleyen yasa teklifi, Üye Devletlerin AB daimi temsilcilerinden oluşan COREPER tarafından 23 Haziran 2010’da ve Avrupa Parlamentosu tarafından 6 Temmuz’da kabul edilmiştir. Yasa; sınır tanımayan bir Avrupa denizcilik alanı oluşturulmasına yönelik somut bir adım olarak yorumlanmaktadır. Taslak Yönerge uyarınca; Avrupa limanlarına giriş ve çıkış yapan tüm gemiler; ülke bayrağı, kayıt numarası, tahmini varış ve ayrılış zamanı gibi bilgileri limanlara bildirmekle yükümlüdür. Geminin limana girişten önce bildirim yapacağı zaman ise yeni yönergede; en az 24 saat önce ya da yolculuk süresi 24 saatten az ise en geç geminin bir önceki limandan ayrılışı sırasında ya da giriş yapılacak limanın bilinmediği ve yolculuk esnasında değiştiği hallerde ise bilginin temin edilmesi ile birlikte olarak tanımlanmıştır. Elektronik veri iletişim sistemlerinin uygulanmasına ilişkin, birinci taslakta 2013 olarak öngörülen son tarih ise uzlaşı ile 2015 yılına uzatılmıştır. Buna göre; Avrupa Üye Devletleri ve denizcilik sektörünün, gemicilik ile ilgili veri ve bildirimlerin elektronik ortamda toplanması için ilgili mekanizmayı, 1 Haziran 2015 tarihine kadar uygulamaya geçirmesi gerekmektedir. Yönerge, IMO FAL ve AB formlarının, aynı içeriğe sahip olması halinde kopyalanmasını istemezken, AB limanları arasında seyahat eden gemilerden ayrıca FAL formlarını talep etmemektedir. Yönerge kapsamında aynı zamanda, Avrupa limanlarında Pilotaj Muafiyet Sertifikalarına ilişkin uygulanacak genel çerçeve hakkında Avrupa Komisyonu tarafından gelecek dönemde bir çalışma yapması beklenmektedir. Söz konusu yönerge, ilgili gemi ve liman görevlileri arasında iletişimde kullanılacak dilin İngilizce olmasını zorunlu kılmazken, deniz trafiğinde yazılı ve sözlü iletişimin kolaylaştırılması adına üye devletlerden tüm önlemlerin alınmasını talep etmektedir. Avrupa Komisyonu, liman devlet kontrolü ve doğal ortamın korunmasına ilişkin olarak Portekiz’e gerekçeli görüş belgelerini iletti AB Komisyonu, liman devleti kontrolü hakkında Yönergenin usulüne uygun olarak yerine getirilmediği gerekçesi ile Portekiz’e gerekçeli görüş belgesi iletti. Gemilerin liman devleti tarafından kontrol ve denetimine ilişkin AB yasası kapsamında, Komisyon, ihlaller çerçevesinde öngörülen ceza sistemini Portekiz’in pratikte uygulamadığını iddia ediyor. Avrupa Deniz Güvenliği Ajansı EMSA’nın ilgili Yönergenin AB Üye Devletlerinde uygulanmasına ilişkin gerçekleştirdiği denetim ve değerlendirmeleri takiben iletilen gerekçeli görüş, Portekiz’den yasal uyum için iki aylık zaman diliminde gerekli düzenlemeleri yerine getirmesini talep ediyor. Portekiz’in talebi istenen süre zarfında yerine getirmemesi halinde Komisyon’un davayı Avrupa Adalet Divanı’na iletebilecek. Avrupa Komisyonu, aynı zamanda, Portekiz’den, kıyı şeridinde yer alan hassas doğal alanlarda öngörülen yerleşim planlarının, AB’nin çevrenin korunması mevzuatına uygun hale getirilmesini talep etti. Portekiz’e iletilen bir diğer gerekçeli görüş belgesinde; Komisyon, Alentejo Bölgesi’nin kuzeyinde yer alan Alcacer/Grandola’da, AB Natura 2000 ağının bir parçası olan Comporta-Galé sınırları içinde, koruma altındaki doğal alanlar için verilen inşaat izinlerinin bölgedeki doğal yaşamı ve canlı türlerini tehdit ettiğini belirterek, projede değişikliğe gidilmesini talep etti. Portekiz iki aylık süre zarfında konu hakkında gerekli düzenlemeleri yerine getirmezse, Komisyon’un konuyu Avrupa Adalet Divanı’na iletme yetkisi bulunuyor. AB Bütünleştirilmiş Denizcilik Politikası’na yönelik AP çalışmaları devam ediyor Avrupa Parlamentosu (AP) Taşımacılık Komitesi, Temmuz ayının başında Avrupa Birliği’nin Bütünleştirilmiş Denizcilik Politikası hususunda görüş alış verişinde bulundu. Tartışmalar özellikle deniz taşımacılığına yönelik olmamakla birlikte AB’nin bir bütün olarak Denizcilik Politikasına ilişkin olarak gerçekleşti. Bu kapsamda Avrupa Komisyonu’nun Bütünleştirilmiş Denizcilik Politikası kapsamında çalışmalar gerçekleştirilmesine karar verilen konu başlıkları şunlar oldu: •2011 yılının Haziran ayına kadar bir Atlantik Stratejisi oluşturulmasına ilişkin öneri sunulması; •2010 yılının sonuna kadar Deniz Alan Planlamasına (Maritime Spatial Planning) ilişkin yasa öneri sunulması ve Tebliğ yayımlanması; •Ekim ayında Bütünleştirilmiş Gözetim için Yol Haritası hazırlanması ve ortak bilgi paylaşımı sağlanması; •2010 yılı sonbaharında Deniz Bilgisi’ne ilişkin Tebliğ yayımlanması. AP, Frontex kurallarına itiraz etti Avrupa Parlamentosu (AP), AB’de dış deniz sınırlarının gözetimi kapsamında hazırlanan Frontex kılavuz belgesi çerçevesinde, Avrupa Komisyonu’nun yetki aşımı yaptığı gerekçesi ile konuyu Avrupa Adalet Divanı’na taşıma kararı aldı. Avrupa Komisyonu tarafından uygulanan komite prosedürü (komitoloji) çerçevesinde 2010 yılı Mart ayında kabul edilen yeni kuralların geçerliliğini sorgulayan AP, kurallara ilişkin AP’nin görüşünü dile getirmesi gerektiğini, bu sebeple kuralların ortak karar süreci doğrultusunda kabul edilmesi gerektiğini savunuyor. Frontex kuralları, kaçak göçmenlerin AB Üye Devletleri tarafından denizde ve karada durdurulmasına ilişkin kuralları içeriyor. AB Deniz ve İç Suyolu Seyahatlarindeki Gecikmeler ve İptaller kapsamında Yolcu Haklarını Düzenliyor Avrupa Parlamentosu, yolcu haklarına ilişkin AB’de ortak bir Pazar oluşturulmasını hedefleyen iki yasa teklifini onayladı. AP’nin 6 Temmuz tarihli ikinci okuması kapsamında onaylanan söz konusu AB Yönetmelik teklifleri, deniz ve iç suyolu seyahatleri ile otobüs ve servis taşımacılığında seferlerdeki gecikme ve iptaller kapsamında yolcu haklarını düzenliyor. Avrupa Komisyonu tarafından kabul edilen deniz ve iç suyolu seyahatlerinde yolcu haklarına ilişkin yasa teklifinin AB’de yürürlüğe girmesi için Avrupa Konseyi tarafından kabul edilmesi gerekiyor. Deniz ve iç suyolu seyahatlerine ilişkin yasa teklifi kapsamında AP raportörlüğünü İspanyol Milletvekili Ines Ayala Sender üstlendi. Yasa teklifi uyarınca, 90 dakika ve üzeri gecikme veya seyahat iptali halinde, denizcilik şirketleri ile feribot operatörleri tarafından yolculara bilet ücretlerinin geri ödenmesi veya yeni bilet tedarik edilmesi öngörülüyor. Karada mahsur kalan yolcular ise üç gece için azami 80 Euro’ya kadar konaklama ücreti talep edebilecek. Yasanın 12 yolcu ve üzeri kapasiteye sahip tüm gemi ve feribotlar için bağlayıcılığı bulunurken, firmalar ancak etkili ve aşırı hava koşullarında söz konusu tazminatı ödemekten muaf olabilecekler. Avrupa Komisyonu’ndan Yolcu Haklarına ilişkin Kampanya Avrupa Komisyonu, ulaştırmada yolcu hakları konusunda daha fazla bilgi sahibi yapmak üzere 23 dilde kampanya başlattı. Halihazırda uçak ve tren yolcularını kapsayan kampanyanın genişletilerek iki yıl süre ile devam etmesi planlanıyor. http://ec.europa.eu/passengers-rights adresinde faaliyet göstereceği ifade edilen kampanyanın 1 milyon Euro maliyeti olması ve gelecek iki yıl boyunca 500 milyon kişiye ulaşması bekleniyor. Avrupa Komisyonu petrol platformları hakkında ikinci bir toplantı düzenledi Enerjiden sorumlu Avrupa Komisyonu Üyesi Günther Oettinger ve Çevreden sorumlu Komisyon Üyesi Janez Potocnik, ulusal gözetim yetkilileri ve petrol ve gaz şirketlerinin temsilcileri ile 14 Temmuz 2010 tarihinde ikinci bir toplantı gerçekleştirdi. Komisyon ilk toplantıyı 11 Mayıs 2010 tarihinde düzenlemiş ve petrol platformlarında kazalara karşı alınan önlemler hakkında katılımcılara bir anket dağıtmıştı. İlk toplantı çerçevesinde paydaşlardan geri dönüşlerin alındığı ikinci toplantı ise Meksika Körfezi’nde meydana gelen kaza ışığında petrol platformlarına ilişkin AB mevzuatının değerlendirilmesi amacını taşıyor. Toplantıda açık deniz petrol sanayine yönelik Enerji Komitesi Oettinger’in önerileri - ruhsatlandırma prosedürlerinin güçlendirilmesi, kontrollerin sıklaştırılması, etkili afet müdahalesi, sanayi ve ulusal düzenleyiciler üzerine şeffaflık ve kamu gözetiminin arttırılması – ve Avrupa Denizcilik Emniyeti Ajansı EMSA’nın petrol platformları üzerindeki denetimin arttırılması değerlendirildi. Açık denizde faaliyet gösteren petrol platformları hakkında AB ve Üye Devlet mevzuatlarını inceleyen Komisyon’un, konu hakkında etraflı bir değerlendirme yapması ve önerilerini 2010 yılı Eylül ayında sunması bekleniyor. Avrupa Parlamentosu Akdeniz’in daha iyi Korunması için Barselona Konvansiyonu’na ekli Protokolü onayladı Avrupa Parlamentosu 6 Temmuz tarihinde Barselona Konvansiyonu olarak bilinen “Akdeniz’in Deniz Çevresinin ve Kıyı Alanlarının Korunması Sözleşmesine” ekli Bütünleştirilmiş Kıyı Bölgesi Yönetimine ilişkin Protokol’ün AB tarafından imzalanmasına onay verdi. Bu kapsamda kıyı bölgelerinin bütünleştirilmiş yönetimine ilişkin olarak genel prensipleri ve hedefleri ortaya koyan bahse konu Protokol Konsey tarafından imzalanabilecek. Doğal kaynakların kullanımının sürdürülebilirliği ve kıyı ekosistemlerinin korunmasına yönelik Barselona Konvansiyonu’na ekli Protokol ayrıca inşaat, turizm, balıkçılık, balık yetiştiriciliği gibi ekonomik alanları ve kıyı yönetimine yönelik olarak çevre değerlendirmesi, ulusal stratejiler ve izleme mekanizmalarından oluşan bütünleştirilmiş yönetim araçlarını da kapsamaktadır. Avrupa Parlamentosu, BONUS–169 Stratejisini onayladı Avrupa Parlamentosu, Baltık Denizi’nde kirliliğin önlenmesine ilişkin BONUS–169 olarak bilinen Baltık Denizi AR&GE programını onaylayarak, AB’nin programa katılımını istedi. Bu kapsamda sekiz AB Üye Devleti (Danimarka, Estonya, Finlandiya, Almanya, Letonya, Lituanya, Polonya ve İsveç) tarafından oluşturulan projeye Avrupa Birliği 50 milyon Euro’luk finansman sağlayacak. Yedi yıl sürmesi planlanan projenin planlama aşamasına ait maliyeti 1.25 milyon Euro ve işlevsel maliyeti ise 48.75 milyon olarak öngörülüyor. BONUS olarak adlandırılan proje; Baltık Denizi’nde çevre kirliliği, iklim değişikliği, asitlenme, aşırı tüketim ve biyo-çeşitliliğin yok olmasına dair araştırmaları içermekle birlikte balık üretimi, balıkçılık, vb. birçok etkinliğin ekosistem üzerindeki etkilerini de içermektedir. Avrupa Komisyonu projeye ilişkin olarak orta vadeli gözden geçirmenin 31 Aralık 2014 tarihinde, nihai değerlendirmenin ise 2017 yılı bitmeden önce gerçekleştirilmesini hedefliyor. EUNAVFOR Atalanta’nın Görev Süresi Uzatıldı Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları, Avrupa Birliği Deniz Kuvvetleri EUNAVFOR Atalanta’nın görev süresini 12 Aralık 2012 tarihine kadar iki yıl uzattı. Birleşik Krallıktan Tüm General Buster Howes, EUNAVFOR Operasyon Avrupa Birliği Operasyon Komutanı olarak atandı. Howes görevi, Haziran 2009’dan bugüne sürdüren Tuğamiral Peter Hudson’dan devraldı. Korsanlık ile mücadele kapsamında AB Dışişleri Bakanları, özellikle AB bölgesinde kapasitenin arttırılması konusunda kararlılıklarını ortaya koydular. Konsey, konunun Sonbahar döneminde ele alınacağını belirterek, Operasyon Alanının daha Doğu ve Güney’e genişletilmesini prensipte onayladı. AB aynı zamanda şüpheli korsanlar hakkında kovuşturma yürütülmesi ve tutuklanması kapsamında bölge ülkelerinde kapasite gelişimine destek olacak. AB Dışişleri Konseyi, AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve Avrupa Komisyonu’nu Somali Yarımadası’na yönelik kapsamlı bir AB Stratejisi oluşturulması için öneride bulunmaya davet etti. 2011 AB Balıkçılık Politikası 2011 yılı için kotaların tayin edilmesi, Ortak Balıkçılık Politikasının reformu ve bazı balık stokları için çok yıllı yönetim planlarının oluşturulması 2010-2011 yıllarına ait AB balıkçılık politikasında öncelikli başlıkları teşkil ediyor. Temmuz-Aralık 2010 döneminde AB Başkanlığı’nı yürüten Belçika’nın Balıkçılık Politikasından sorumlu Bakanı Kris Peeters tarafından yapılan açıklamaya göre; izin verilen toplam av ve kotaların belirlenmesi kapsamında AB gelecek dönem programı aşağıdaki şekilde şekilleniyor: •Baltık Denizi’nde izin verilen toplam av ve kotalar konusunda Eylül ayı ortasında öneri sunulması ve Ekim ayında Avrupa Konseyi’nde politik uzlaşı sağlanması, •2011 ve 2012 yılları için açık deniz stoklarında izin verilen toplam av ve kotalar için Eylül sonunda öneri sunulması ve konunun Kasım Konseyi’nde karara bağlanması; •Karadeniz için izin verilen toplam av ve kotalar konusunda Kasım ayında öneri sunulması ve Aralık ayında Konsey’de politik uzlaşı sağlanması, •Atlantik, Kanal, Kuzey Denizi için izin verilen toplam av ve kotalar hususunda Ekim ayı sonunda öneri sunulması ve Aralık ayında Avrupa Konseyi’nde politik uzlaşı sağlanması. Bununla birlikte, 2010 yılının ilk yarısında, İspanya Dönem Başkanlığı kapsamında ortak balıkçılık politikasına ilişkin başlatılan istişare sürecinin Belçika Dönem Başkanlığı süresince de sürdürülmesi planlanmaktadır. Bu kapsamda, 9–10 Kasım tarihlerinde “Politik Araç olarak Geliştirilmiş Bilim ve Balıkçılık Ortaklık Antlaşmaları” (Improved Science and Fisheries Partnership Agreement as Policy Drivers) konulu uluslararası bir sempozyum ve 16 Kasım’da bir konferans düzenlenmesi öngörülmektedir. Balık stoklarına ilişkin çok yıllı yönetim planları kapsamında ise Avrupa Konseyi’nin, AB ve Norveç arasında 2011 yılı ikili balıkçılık antlaşması kapsamında yürütülen müzakereler konusunda Ekim ve Kasım ayı toplantılarında bilgilendirilmesi bekleniyor. Aynı zamanda, AB Dönem Başkanı Belçika’nın istavrit stokuna ilişkin Faroe Adaları ve İzlanda ile yürütülen müzakereleri sürdürmesi ve balıkçılık alanında teknik önlemleri genişletmesi planlanıyor. AB, son olarak balıkçılık kaynaklarının teknik önlemler ile korunmasına ilişkin yönetmeliği 30 Haziran 2011 tarihine kadar uzatmıştı. Söz konusu teknik önlemlerin, Ortak Balıkçılık Politikası reform paketi parçası olarak, Lizbon Antlaşması uyarınca bir kez daha uzatılması bekleniyor. AP Balıkçılık Komitesi, üçüncü ülkelerden balık ve su ürünleri ithalatına ilişkin raporu kabul etti Balık ve su ürünlerinin AB’ye ithalatına ilişkin Avrupa Parlamentosu (AP) Milletvekili Alain Cedec tarafından hazırlanan rapor Avrupa Parlamentosu Balıkçılık Komitesi tarafından Temmuz ayı başında kabul edildi. Rapor, gelecek dönemde AP Genel Kurulu’na sunulacak. AB’de tüketilen balık ve su ürünlerinin %60’ının ithal edildiğini vurgulayan rapor, bu durumun Topluluk pazarını son on yılda ithal ürünlere karşı en açık noktaya getirdiğini ve AB’de üretimi %30 azalttığına dikkat çekiyor. Arzın talebi karşılamaması ile birlikte AB’li balıkçıların ürünlerini yeteri kadar yüksek fiyat ile satamadıklarına işaret eden AP, AB balıkçılık pazarının sürdürülebilirliği için: (a)Balık ve su ürünleri için belirlenmiş gümrük koruma tarifelerinin AB tarafından muhafaza edilmesini ve DTO’nun aşamalı olarak gümrük indirimlerine ilişkin görüşmelerde balıkçılık ve balık ürünlerinin hassas konular olarak ele alınmasını; (b)Bazı üçüncü ülkeler ile ancak belirlenen çevresel, sosyal ve sağlık standartlarına uyum şartı kapsamında tercihli ticaret anlaşmaları gerçekleştirilmesini ve (c)Balıkçılık ve balık ürünlerine ilişkin ticari görüşmelerde yetkinin AB Ticaret Komiserinden Denizcilik İşleri ve Balıkçılıktan sorumlu Komisere devredilmesini öneriyor. Komite toplantısında, devam etmekte olan Doha Görüşmeleri kapsamında, ticaret ve balıkçılık alanında Avrupa Parlamentosu’nun ortak karar verme yetkisine atıfta bulunan Cedec, görüşmelerde Avrupa Komisyonu tarafından öngörülen ticari ödünler konusunu AB’nin yeniden ele almasını önerdi. Bununla birlikte, Balıkçılıktan sorumlu Avrupa Komiseri Maria Damanaki, üçüncü ülkelerden haksız rekabet konusuna hassas yaklaşarak, Komisyon’un AB pazarında satışa sunulan tüm ürünler için eşit şartların temin edilmesi kapsamında azami çaba gösterdiğini vurguladı. Avrupa Parlamentosu, Ton Balığı Avcılığında Yeni İzleme Sistemi Öneriyor Avrupa Birliği’nin Balıkçılıktan sorumlu Bakanları, Avrupa Parlamentosu (AP) tarafından birinci okumada onaylanan, ton balığı avcılığı kapsamında yeni belgelendirme programını 29 Haziran tarihinde kabul etti. Ton balığının korunmasına yönelik yeni AB yönetmeliği, Atlantik Ton Balığının Korunması için Uluslararası Komite ICCAT (International Commission for the Conservation of Atlantic Tunas) tarafından Kasım 2009’da kabul edilen ve 1 Haziran tarihinden itibaren ICCAT üyeleri için yürürlükte olan önlemlerin Topluluk müktesebatına aktarılmasını temel alıyor. Ton balığı için yeni belgelendirme programı, balığın yakalanmasından satışına; kafesleme, toplama, ithalat, ihracat ve yeniden ihracat olmak üzere pazarlama zincirindeki her evrenin raporlanmasını öngörüyor. Tam ve güvenilir bir izleme sistemi tesis etmeyi öngören düzenleme, yüksek değere sahip ton balığı pazarında yasa dışı faaliyetlerin önüne geçilmesini hedefliyor. Yasa uyarınca; temel olarak aşağıdaki verileri içeren tüm avlanma belgeleri ve onaylanmış yeniden ihraç sertifikalarının AB Üye Devletleri tarafından Avrupa Komisyonu ve ICCAT’ye iletilmesi gerekiyor: •ICCAT ton balığı avlama belge numarası •Avlanma bilgileri (balıkçı teknesi adı ve numarası, tarih, kapan ve avlanma donanımı kullanım bölgesi, balık adedi ve ağırlığı vs.); •Canlı balık ticaretine ilişkin bilgiler (ürün tanımı, ihracatçı/satıcı bilgileri, ihracat veya ayrılış noktası, ihracatçı şirket ismi ve adresi, çiftlik ismi, ulaştırma detayları, ithalatçı/alıcı bilgileri vs.) •Transfer bilgileri (yedekleme gemisi bilgileri vs.) •Aktarma bilgileri (nakliye gemisine ilişkin bilgiler vs.) •Besicilik, hasat ve ticaret bilgileri. Yönetmelik ayrıca kafes ile avlanan balığın bir yıl içerisinde veya bir sonraki ton balığı avlanma sezonu öncesinde toplanmasını öngörürken, balığın avlanma yeri kapsamında sahteciliğin önüne geçmek üzere deniz yolu ile naklini yasaklamaktadır. AB, Güney Pasifik Konvansiyonu’nu imzalıyor Avrupa Birliği’nin Bakanlar Konseyi, Güney Pasifik Okyanusu Açık Deniz Balıkçılık Kaynaklarının Korunması ve Yönetimi Konvansiyonu’nun tamamlanması halinde AB tarafından imzalanmasını 24 Haziran tarihinde onayladı. Konvansiyon, Güney Pasifik Bölgesel Balıkçılık Yönetim Organizasyonu’nun (SPRFMO) kurulmasını ve halihazırda mevcut bölgesel organizasyonlar tarafından korunma altına alınmamış balık türlerinin korunması ve yönetimini amaçlıyor. Kasım 2009’da uzlaşı sağlanan Konvansiyon, 1 Şubat 2010 tarihinden itibaren ülkeler tarafından imzaya açık bulunuyor. Akdeniz’de Balıkçılığa ilişkin Yönetmeliğin uygulanması kapsamında Avrupa Komisyonu’ndan 5 Üye Devlete Uyarı AB Komisyonu, Akdeniz sularında balık stoklarının korunması ve yönetimine ilişkin önlemler hakkında 1 Haziran 2010 tarihinden itibaren uygulamada olan 1967/2006 sayılı ve 21 Aralık 2006 tarihli Yönetmeliğin uygulanmasındaki eksikler kapsamında Fransa, Yunanistan, İtalya, Malta ve İspanya’ya yazılı bildirimde bulundu. Çevrenin korunması anlayışını denizcilik politikasına entegre eden Yönetmelik, balık üretim ve yumurtlama alanları ile deniz ekosisteminin korunması adına balıkçılık faaliyetlerinin sınırlandırılmasını ve koruma altındaki bölgelere yönelik bir ağ oluşturulmasını amaçlamaktadır. Yönetmelik aynı zamanda; izin verilen avlanma yöntemleri, kıyıdan uzaklık ve koruma altına alınmış türler ve yaşam alanları için teknik kuralları düzenlemektedir. Ayrıca, deniz canlılarına ve onların yaşam alanlarına zarar vermediği bilimsel olarak kanıtlanan belirli sayıdaki avlanma yöntemine izin vermektedir. Akdeniz’de balıkçılığa ilişkin ulusal programlarını Fransa, Yunanistan, İtalya, Malta ve İspanya daha önce Avrupa Komisyonu’na iletmişti. Üye Devletlere iletilen bildirimde ise Komisyon, ilgili ulusal programlar kapsamında talep edilen muafiyetlere ilişkin olarak Malta’nın programını ret ederken, nihai kararı öncesi diğer ülkelerden ek bilgi talebinde bulunmaktadır. Balıkçılık Komiseri Maria Damanaki ayrıca ulusal balıkçılık yönetim planlarının ilgili mevzuat ile uyum hale getirilmesi için ülkelerin almaları gerekli önlemlere değiniyor. AB’den Deniz Kuşları için Eylem Planı Avrupa Komisyonu, balıkçıları verimli balıkçılık alanlarına yönlendirirken, balıkçıların av tertibatlarına yakalanıp hayatını kaybeden deniz kuşlarını korumak ve onların av malzemesi ile temaslarını engellemek üzere bir AB Eylem Planı hazırlamaktadır. Komisyon, planın uygulamaya konması ile, deniz kuşlarının av malzemesi tarafından kazara yakalanmasına ilişkin çevresel etkileri kontrol altına almayı ve balıkçılık verimliliği ve karlılığı üzerindeki etkileri azaltmayı hedeflemektedir. Öncelikle, deniz kuşlarının ölümüne sebep olan söz konusu balıkçılık aktivitelerinin yapıldığı bölgeler hakkında Uluslararası Deniz Araştırmaları Konseyi’nden (ICES) bilgi alan Komisyon, bu kapsamda gerekli girişimler için ilgili paydaşlardan konu hakkında deneyim ve görüş talebinde bulunmuştur. Avrupa Komisyonu, paydaşlardan gelecek görüşler çerçevesinde, kuşların balık avcılığı sırasında kazara yakalanmasına karşı alınacak önlemlerin ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerini inceleyen bir çalışma hazırlaması, önümüzdeki yıl bir eylem planı sunması beklenmektedir. AP Ticaret Komitesi Türkiye-AB Ticaret İlişkileri kapsamında Metin Kazak’ın Raporunu kabul etti Avrupa Parlamentosu Uluslararası Ticaret Komitesi, Türk kökenli Bulgar Parlamenter Metin Kazak tarafından hazırlanan raporu kabul etti. Rapor, AB-Türkiye arasında gelişen ticaret ilişkilerinin altını çizerken, Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi gerektiğine değiniyor. Bu kapsamda, anlaşmanın daha işlevsel hale getirilmesi, bürokratik engellerin kaldırılması ve ticaret önünde mevcut tarife ve tarife dışı engellerin kaldırılmasını istiyor. Sertifikaların karşılıklı olarak tanınmaması, mükerrer kontrol ve testler, çoklu denetim, teknik düzenlemeler ve standartlar gibi bariyerlerin ortadan kaldırılması talep ediliyor. Türkiye’de açılan kamu ihalelerinde Türk kökenli yatırımcılara sağlanan %15 oranındaki fiyat indirimini eleştiren rapor aynı zamanda, ilaç ve kozmetik sektörlerinde sahte ürünlerin Türkiye-AB arasında en büyük ticari sıkıntılardan birini teşkil ettiğine işaret ediyor. Türkiye’ye karşı uygulanan vize uygulamaları ve AB ile serbest ticaret anlaşması imzalamış ülkeler ile Türkiye’nin anlaşma yapmakta yaşadığı zorluğu dile getiren rapor, halihazırda sadece sanayi ve tarım ürünlerini kapsayan Gümrük Antlaşması’nın hizmetler ve kamu alımları alanlarına da genişletilmesini öneriyor. Metin Kazak tarafından hazırlanan Rapor aynı zamanda, Türkiye’den Ek Protokolü tüm AB Üye Devletleri kapsayacak şekilde biran önce imzalamasını talep ederken aksi halde üyelik görüşmelerinin büyük ölçüde zarar göreceğine değiniyor. Raporun, Eylül ayında düzenlenecek Genel Kurul’da oylanması bekleniyor. Bilgilerinizi arz ve rica ederiz. Saygılarımızla, Murat TUNCER Genel Sekreter Dağıtım: Gereği : Bilgi: Tüm Üyelerimiz (Web) - YK Başkan ve Üyeleri - YK Yedek Üyeleri