Hep birlikte başaracağız
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın denizci bir babanın oğlu, Başbakanımız Binali Yıldırım’ın ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız Ahmet Arslan’ın gemi inşa mühendisi olarak sektörün içinden gelmiş, sorunları yakından bilen isimler olduğu bir dönem bir daha gelir mi bilemem, ama Türk Denizciliği böyle bir kadroyu bir daha zor yakalar.
Denizci geçmişi olan bu kadar güçlü kadroya rağmen, mevcut düzende denizcilik sektörü olarak bütünüyle desteklenen bir sektör değiliz. Devletin politikaları içinde denizciliğin bütünüyle ele alınması için sağlam, elle tutulur, içi dolu bir politikayı önce bizim somut verilerle devletin dinamiklerine anlatmamız gerekiyor. Her ne kadar seçim dönemine girilmiş olsa bile, Cumhurbaşkanı’ndan Müsteşarı’na kadar denizci kimliği olan yöneticilerin olduğu bir ülkenin, deniz konusunda tüm tasarrufları elinde tutan, yarı resmi bir kurum olan Deniz Ticaret Odası’nın yeni yönetimi olarak, ilk iş devletimizin bütünüyle denizciliği ele alması için temaslarda bulunduk. Bu temaslarımızda gördük ki devletimiz bizimle birlikte. Her türlü işbirliğini yapmaya hazır ve daima yanımızda.
Uzun yıllardır denizcilik sektöründe tartışılan ‘Koster Filosunu Yenileme Projesi’ cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, Başbakanımız Binali Yıldırım, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız Ahmet Arslan ve Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Dr. Faruk Özlü tarafından gündeme alınarak, gerekli çalışmaların yapılması için bütün sektör bileşenlerinin biraraya getirilmesi, ciddi ve somut adımlar atılmış olması camiamız için oldukça umut vericidir.
Çünkü bu proje artık miadını dolduran eski koster filomuzun yenilenmesi için büyük önem arz ediyor. Hem stratejik, hem de ekonomik açıdan koster filomuzun yenilenmesi bölgemizdeki konjonktür açısından önemlidir. Bugün Türk denizciliği uluslararası arenada başarılara imza atmışsa, aslında bu başarıların altında dedelerimizin ve babalarımızın kullandıkları, yakın kıyılar arasında çalışan, genellikle en çok 1.000- 10.000 DWT olan Türkiye’nin buğday, kömür, gübre, sac, tuz, tomruk, çimento gibi ürünlerini ve madenlerini taşıyan koster gemilerin geçmişi vardır. Umuyoruz ki; sonunda çalışmalarımız sonuç verir, koster filomuz yenilenir, gemiler demir alır, Akdeniz ve Karadeniz’de tekrar Türk bayrağı dalgalanır.
Türkiye’nin denizcilikle ilgili kaynakları artırmaya ihtiyacı var. Mevcut sistem 21. yüzyılın taleplerini karşılar kapsamda değil. Nitekim yönetime gelir gelmez yaptığımız çalışmalarda gördük ki odamızın atıl bir kapasitesi var, bunu aktif hale getirmek için vakit kaybetmeden kolları sıvadık ve çalışmaya koyulduk. Deniz Ticaret Odası kanunların kendine sunduğu yetki ve görevler çerçevesinde bir meslek odasından fazlasını sosyal girişimleriyle üyelerine hizmet olarak götürebilmesi konusunda mesai harcıyoruz. Toplumsal kutuplaşmayı değil, bütünü kucaklamayı esas alıyoruz. Şirketlerin yöneticileri kim olursa olsun, en doğal hakları olan hizmeti Oda’dan her şartta alabilmeleri için uğraşıyoruz. DTO, sektör üyelerinin ürettiği projeleri hayata geçirmeleri için ortaya irade ve kaynak koyması gereken bir kurum olacak.
Unutmayalım ki, birlikten güç doğar. Bir proje ürettiğinizde bütün sektörü temsil ederseniz, bütünün faydasını gözetirseniz, hele bir de tüm topluma orta ve uzun vadede güç katacak bir üretimse bu beraberinde kesinlikle başarıyı getirir. Sonucunda devlet yetkilileri de sizi dikkate alır, milletiniz de…
Sırf üyelerimiz değil, toplumun bütünü; deniz ve denizcilikle ilgili bir sorunla karşılaştıklarında, bir istekleri veya şikâyetleri olduğunda DTO’na başvuracakları şekilde bir proje üzerinde çalışıyoruz. Uzun soluklu ama ayakları yere basan bir çalışma. Bunu toplumun bütününe benimsetecek faaliyetlerimiz olacak. Bu çerçevede DTO’nun çözüm merkezli çalışabilmesi için; bilinir, ulaşılabilir, ulaşabilen yapıya kavuşturulmasını sağlayacağız.
DTO Başkanı olarak sahip olduğum deneyimlerimi, sektördeki bilgimi, gücümü, tecrübelerimi dürüstçe çoğunluğun faydasına sunmak için yola çıktım. Hazırım, eksiklerimi de bu yolu yürürken tamamlayacak irfana sahibim. Geleceği de içine alan, bütünü kucaklayan iyi kurgulanmış bir modelimiz var ve bunu hayata geçirmeye başladık. Her zamanki gibi “Niyeti halisane olanın sonu selamettir” diyerek hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum...