EGE'DE MAVİ IŞIĞI YENİDEN GÖRECEĞİZ
Ekonomiden gündelik alışkanlıklarımıza değin yaşamın her alanını derinden etkileyen Covid-19 küresel salgını ile insanlığın mücadelesi devam ediyor. Yaz aylarına girmek üzere olduğumuz bir dönemde vaka sayıları dünyada ve ülkemizde ne yazık ki artmaya devam ediyor. Aşılama çalışmalarına başlaması hepimize büyük umut vermişti. Fakat aşının patentinin paylaşılmaması sonucu aşılamanın çok yavaş gitmesi, geleceğe dair iyimser beklentileri suya düşürüyor.
Kuzey yarımkürede seyahat hareketlerinin başlaması gereken bir döneme girmemize rağmen, yasaklar nedeniyle küresel turizmin yaz aylarında başlaması bekleniyor. 2020 yılını “turizm tarihinin en kötü yılı” olarak nitelendiren Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’ne göre turizm hareketlerinin temmuz ayında başlaması halinde varışlarda 2019’a göre yüzde 55 düşüş, eylül ayında başlaması halinde ise yüzde 67 düşüş yaşanacak.
IŞIĞI YENİDEN GÖRECEĞİZ
Ülkemiz turizminin çekiş gücü olan ve turizm gelirlerimizin tahmini beşte birini üreten deniz turizmi sektörümüz oldukça zor geçen 2020 sezonundan sonra 2021 yılına daha iyimser beklentilerle hazırlanıyordu. Ancak ülkemiz, pandemi sürecinin başından bu yana en yüksek vaka ve vefat sayılarını yaşıyor. Avrupa Birliği’nden seyahat yasakları, Rusya’nın Türkiye uçuşlarını kısıtlaması gibi adımlar nedeniyle turizm sezonu 15 Nisan’da açılamadı. Öncelikle AB üyesi ülkelerin turizm seyahatleri için ne gibi kriterler belirleyeceğini de henüz bilmiyoruz. Özellikle Kuşadası’na mart ve nisan aylarında gelen ve sektöre sezon öncesi soluk aldıran İranlı turistleri bu yıl göremedik. Dileğimiz kapanma önlemleri, aşılama ve Ramazan ayında insan hareketliliğinin azalması ile pandeminin kontrol altına alınmasıdır. Böylece güvenli sağlık uygulamaları ile yaz aylarında turizm faaliyetlerimizin başlamasını, kontrollü de olsa kruvaziyer seferlerine start verilmesini, Yunanistan ile ülkemiz kıyıları arasında feribotların çalışır hale gelmesini, günübirlik gezi tekneleri ve su sporları tesislerimizin faaliyete geçmesini arzu ediyoruz. Pandemi koşullarında en ideal tatil olan yat turizminin ve mavi yolculuğun özellikle yerli turist açısından bu yıl da tercih sebebi olacağını düşünüyoruz.
Sezon öncesinde deniz turizmi araçlarında normalleşmeye geçilmesi için yoğun bir çaba gösterdik. Nihayetinde ilgili her platformda yaptığımız girişimlerin meyvesini aldık. Yeni düzenleme ile yolcu kapasitesi 150’nin altındaki günübirlik gezi tekneleri tam kapasite ile sefere çıkabilecek. Ticari yatlar ve yolcu gemilerinde de yüzde 50 kapasite sınırı olmayacak. Emeği geçenlere ve büyük sabır, metanet gösteren ama bizi bu mücadelede sürekli besleyen, bu sektörden ekmek yiyen üyelerimize teşekkürü borç biliyorum. Karanlık bir tünelden geçtiğimiz bu dönemin geride kalacağına, Akdeniz güneşi gibi parlak, Ege Denizi gibi mavi ışığı yeniden göreceğimize inanıyoruz. Deniz turizmi sektörümüze ve üyelerimize de bu temennilerle hayırlı bir sezon diliyorum.
DENİZ TİCARETİ CANLI
Pandemi, hizmetler sektöründe ağır bir krize yol açarken, küresel üretim ve ticaretin yanı sıra deniz taşımacılığı artmaya devam ediyor. Dünya ticaretinin ve deniz taşımacılığının motoru olmaya devam eden Çin, ilk çeyrekte yüzde 18,3 büyüdü. Her ne kadar ABD ile Çin arasında gerilim artıyor olsa da, limanlar, demiryolları, suyolları, ekonomik kuşaklar ile Doğu ve Batı arasında bağlantı güçlenmeye devam ediyor.
Pandeminin sonucu olarak ortaya çıkan konteyner kıtlığı sorunu ve yüksek navlunlar tedarik zincirinde kırılmalara yol açmaya devam ediyor. Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch, küresel navlun fiyatlarının kısa vadede yüksek kalmaya devam edeceği, ancak uzun vadede tedarik zincirindeki aksaklıkların giderilmesi ve yeni gemiler ile navlunların daha ılımlı hale geleceği tahminine yer verdi. Yeni sipariş gemilerin suya inmesi ve limanlardaki operasyonların normale dönmesi ile konteyner sıkıntısının azalacağını düşünüyoruz. Konteyner sektöründe büyüklerin küçükleri satın alacağı yeni bir konsolidasyon sürecinin başlayacağı tahmin edilmektedir. Orta ve uzun vadede ülkemizin deniz taşımacılığını devlet politikası olarak belirleyerek, milli taşıyıcı firmalarımızın desteklenmesi gerekmektedir. Türk sahipli ve Türk bayraklı gemi filomuzun güçlendirilmesi, Türkiye’nin ihracatına ve üretimine olumlu yansıyacaktır. Sürekli dile getirdiğimiz gibi demiryollarını limanlara bağlayarak ve yeni demiryolu yatırımları yaparak kombine taşımacılığı güçlendirmeliyiz.
Geçtiğimiz Mart ayında Ever Given adlı mega konteyner geminin Süveyş Kanalı’nda karaya oturması da küresel ticarette denizyolunun ne kadar önemli olduğunu, ancak denizcilik sektöründe yapılacak yatırımların bilimsel yaklaşımla değerlendirilerek çok iyi analiz edilmesi gerektiğini de ortaya koydu.
Gelecek günlerin önce sağlık, sonra huzur ve mutluluk getirmesi dileklerimle, pruvanız neta, rüzgarınız kolayına olsun. Kalın sağlıcakla.
Yusuf ÖZTÜRK
İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi
Yönetim Kurulu Başkanı